"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : SİLİVRİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2 maddesi gereğince vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmek suretiyle yeniden davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, 905, 1091 ve 1095 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakanları ... ...’a ait olduğunu, mirasbırakanın 05.02.1970 tarihinde öldüğünü, çekişme konusu taşınmazların tamamının 17.04.1979 tarihinde Komisyon kararı ile kök mirasbırakan ... mirasçıları adına tespit edildiğini, kendilerinin ise kök mirasbırakan ... mirasçısı... mirasçılarından olduklarını, dava konusu taşınmazlardaki mirasbırakanları ...’ya ait 1/6 payın davalıların mirasbırakanı ...’a köy senedi ile satış suretiyle devredildiğini öğrendiklerini, oysa gerçekte böyle bir işlemin olmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazlardaki mirasbırakanları...’a ait 1/6 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, aksi halde bedele karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ... mirasçıları, dava konusu taşınmazlar yönünden kendilerine mirasbırakanlarından intikal eden pay olmadığını, kaldı ki davacılar tarafından ileri sürülen çekişme konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 1979 ve 1980 yıllarında kesinleştiğini, davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
2. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 16.04.1979 ve 02.09.1980 tarihlerinde kesinleştiğini, eldeki davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu 1091 ve 1095 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının 16.04.1979 tarihinde, 905 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının ise 02.09.1980 kesinleştiği, davanın ise 17.04.2017 tarihinde açıldığı, bu durumda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süresinin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadastro tutanaklarının kesinleştiği 17.04.1979 tarihinden dava tarihine kadar dava konusu taşınmazların tamamının... mirasçıları tarafından kullanıldığını, kadastro tespiti sırasında kasıtlı olarak davalılar tarafından çekişme konusu taşınmazların adlarına gerçeğe aykırı şekilde tespitinin sağlandığını, Mahkemece işin esasına yönelik deliller toplanmadan, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarihli ve 2019/2704 Esas, 2021/259 Karar sayılı kararıyla; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. maddesi gereğince ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her bir davalı vekili için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, bu durumda ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.