"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 139 ada 93 parsel sayılı taşınmazın, ... Komisyonu çalışmasında 1025 parsel sayısında sınırlandırılarak Hazine adına kayıtlandığı halde tablendikatif listesi dikkate alınmadan kadastro tesbitinde senetsizden davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazın 100 yıldan fazla süreyle vekil edeni ve ataları tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR
İlk Derece Mahkemesinin 16.11.2018 tarihli ve 2017/50 Esas, 2018/893 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın malikinin, 24/03/2016 tarihli satış işlemiyle ... olduğu, 26/01/2017 tarihli dava dilekçesinde davalı olarak tek başına tapu malikinin babası olan ...'e husumetin yöneltildiği, tapu iptali ve tescil davasında husumetin tapuda kayıtlı görünen malike yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığı, yerel bilirkişilerin yaşları itibariyle Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığı, davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediği ile taksimin araştırılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli ve 2020/661 Esas, 2020/990 Karar sayılı kararıyla; davacının tapu kaydını aldıktan yaklaşık bir yıl sonra dava açtığını, davacının kendisine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirmeden eski malike karşı dava açmasının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Yasa'nın 46/1 ve 14. maddeleri,
2. 4753 ve 5618 sayılı... çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin Yasa hükümleri,
3. Değerlendirme
1. Hemen belirtilmelidir ki, bir davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır.
O halde, davalı ...’ün (mütevaffa) dava tarihinde önce taşınmazı 24.03.2016 tarihinde sattığı ve kayden bir ilgisi bulunmadığı anlaşıldığından davanın husumet nedeniyle usulden reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı Hazineden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.