Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6753 E. 2023/3549 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından atalarından intikal ettiğini iddia ettiği taşınmazların kadastro sırasında davalı adına tescil edilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlikle kazanma şartlarını sağlayıp sağlamadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetliğin, taşınmazın vakıf niteliği de gözetilerek, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin ilgili hükümleri uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ilişkin yasal koşulları taşımadığının tespit edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, atalarından kendisine intikal eden 103 ada 7, 139 ada 19, 141 ada 9, 141 ada 12 ve 141 ada 2 parsel taşınmazların kadastro tespitleri sırasında hatalı olarak davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, vakıf olan taşınmazların mülkiyetinin zilyetlikle kazanılamayacağını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.10.2018 tarihli ve 2014/527 Esas, 2018/349 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 30.01.2019 tarihli ve 2019/50 Esas, 2019/56 Karar sayılı kararı ile, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin belirlenip eksik harcın tamamlatılması, davalı ...'nün harçtan muaf olmaması da göz gönüne alınarak hükümde ve istinaf aşamasında buna göre işlem yapılması gerektiği halde anılan eksiklikler giderilmeden hüküm tesis edilmesinin kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile belirtilen şekilde işlem yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2021/568 Esas, 2021/627 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların hayrat mal olmadığı, dolayısıyla zilyetlikle iktisabına yasal engel bulunmadığı, davacı yararına zilyetlike iktisap koşullarının da gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davacının aktif dava ehliyeti mahkemece araştırılmadan hüküm tesis edildiğini, 1967 tarihi esas alındığında geriye doğru en az 20 yıl süreyle taşınmazı kimin malik sıfatı ile zilyetlikle kazandığı ve bu taşınmazların o kişiden davacıya hangi hukuki yollarla intikal ettiğinin delillerle kanıtlamasının gerektiğini, mahkemenin bu konuda davacıdan açıklama istemediğini ve bu konuyu araştırmadığını, dava konusu taşınmazlarla ilgili yeterli bilgi sahibi olmayan, yaşları 1947 yılında olanları hatırlamaya yetemeyecek olan kişilerin anlattıkları ve birbiri ile çelişen tanık beyanlarını yeterli görerek karar verdiğini, vakıf taşınmazlarının zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, hüküm kurmaya esas alınan bilirkişi raporunda vakıf konusunda uzman görüşünün yer almadığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen 2013/30 Esas sayılı kararıyla birebir aynı şekilde hüküm tesis edildiğini, belirtilen kararda geçen aynı kelime ve cümlelerin tamamen gerekçeye yazılması sonucu hataya düşüldüğünü, hatalı ve eksik inceleme ile karar verildiğini, vakfın niteliği konusunda yeterli araştırma yapılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2021/568 Esas, 2021/627 Karar sayılı kararıyla, kültür arazisi olarak kullanılan ve hayrat niteliğinde vakfa ait cami, medrese, ... vb. kalıntı bulunmayan ...Vakfı niteliğindeki dava konusu taşınmazın, zaman bakımından uygulanması gereken mülga 2762 sayılı Kanun'un 41. ve 8. maddeleri ile 743 sayılı Kanun'a 13.07.1967 tarihinde eklenen 81/B. maddesine göre 13.07.1967 tarihi itibari ile olağanüstü zilyetlik koşullarının gerçekleşmesi halinde kazanımının mümkün olduğu, ancak mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının belirtilen koşullarda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğini ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, tanıkların ve mahalli bilirkişilerin beyanlarının birebir aynı olduğunu, bu beyanların mahkemece doğru değerlendirilmediğini, tanıkların aynı kelimelerle beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mülkiyet hakkının korunmasının esas olduğunu, tanık beyanları ile davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, dava dilekçesinde her türlü yasal delil denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı halde mahkemece bu delilin dikkate alınmadığını, davacının üzerinde evi bulunan dava konusu taşınmazı 1967 yılının öncesinden beri kullanmakta olduğunu, taşınmazın 1967 yılından önce vakıf olduğunun ispatlanamadığını, aynı olay ve duruma ilişkin aynı hukuk dairesi tarafından farklı karar verildiğini, bu durumun adalet duygusunu zedelediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3. 27.2.2008 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 80. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 05.06.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 41. maddesi şöyledir;

"Kanunu Medenideki müruruzaman hükümleri vakıf mallar hakkında da tatbik olunur. Ancak vakfın rakabesine ait olup şimdiye kadar tamam olmamış bulunan eski 36 yıllık müruruzaman, bu kanun hükümleri yürümeğe başladıktan itibaren beş yıl geçmedikçe tamam olmuş sayılmaz. Bununla beraber müddetlerin mecmuu 36 yılı geçemez."

Aynı Kanun'un 8. maddesi ise şöyledir;

"Vakıfların doğrudan doğruya hayrattan olan gayri menkulleri rehnedilemezler. Bunlardan mülkiyet ve irtifak hakkı için iktisap müruru zaman işlemez ve bu kanunun gösterdiği haller dışında satılamazlar. Bu gayri menkuller Vakıflar İdaresinin istemesi üzerine vakıflar adına tapuca tescil olunurlar. Bu tescilde hiç bir resim ve harç aranmaz. "

4. 743 sayılı ... Kanunu Medenisi'ne 13.07.1967 tarihinde eklenen 81/B. maddesi; "Vakıfların malları üzerinde zilyetlik yolu ile iktisap hükümleri tatbik olunmaz.

" şeklindedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.