Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6760 E. 2023/2256 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar tarafından, terekeye dahil taşınmazlar üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ve kendi adlarına tescili istemiyle açılan davada, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olduklarından, tereke üzerindeki hak sahipliğinin ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklık olduğu, bu nedenle mirasçılar terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan kişilere karşı miras payına yönelik dava açamayacakları ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucunda davacıların aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 158 ada 24, 165 ada 1, 166 ada 1, 168 ada 2 ve 8, 169 ada 7, 171 ada 2, 183 ada 3 ve 187 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalıların murisleri adına tescil edildiğini, bu tespitin yanlış olduğunu, dava konusu taşınmazların davacıların kök murisi yani babaannelerinin babası ... miras yolu ile intikal ettiğini, ancak kadastro tespitleri sırasında bu hususun gözardı edildiğini, davacıların kadastro tespitleri sırasında il dışında olmaları nedeniyle askı ilan süresi içerisinde itiraz edemediklerini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile murisleri yani babannelerinin babası Hasan mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada 28.10.2020 tarihli son celsede davacı vekili; " ...biz Zekiye Sözer'in veraset ilamındaki müvekkillerimizin miras payları oranında taşınmazın müvekkillerimiz adına tescilini talep ediyoruz" şeklinde beyanda bulunarak taleplerini daraltmıştır.

II. CEVAP

Davalılar, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, murisleri ...'un 13.08.1964 yılında bedeli karşılığında dava konusu taşınmazları davacıların murisi ...'den satın aldığını, bahse konu taşınmazların zilyetliğinin de o tarih itibariyle davalıların murisi ...'a devredildiğini, böylece dava konusu taşınmazların malikinin davalıların murisi ... olduğunu, davacıların iddia ettiği gibi hatalı kadastro işlemleri sonucu yapılan bir tapu tescil işleminin söz konusu olmadığını, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi ile muris Zekiye'nin veraset ilamındaki miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemli olarak, bir kısım mirasçılar tarafından, terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan davalılar aleyhine dava açıldığı, mirasçıların terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan kişilere karşı miras payına yönelik dava açamayacağı, nitekim davacı tarafça dava konusu edilen taşınmazın terekeye döndürülmesine yönelik bir talepte de bulunulmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre miras payına yönelik açılan davalarda terekeye temsilci atanmasının veyahut davaya dahil olmayan mirasçının muvafakatinin alınmasının da davayı dinlenebilir kılmadığı, aktif dava ehliyeti dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmek zorunda olduğu gerekçesiyle davacıların aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçeleri ile birlikte dava konusu taşınmazların tapularının iptali edilerek, davacıların murisi yani babaannelerinin babası Hasan mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya tescilini talep ettiklerini, ancak huzurdaki davanın 9. celsesinde Mahkemece, davadaki taleplerinin tam olarak ne olduğunun taraflarına sorulduğunu ve buna istinaden ...'nin veraset ilamındaki davacıların miras payları oranında taşınmazın adlarına tescilini talep ettikleri şeklinde beyanda bulunduklarını, bu beyanın davanın konusunu ve talebini değiştirmek anlamına gelmekle birlikte, bu hususun ancak ıslahla gerçekleştirilebileceğini, ıslahın şeklinin de 6100 sayılı HMK'nın 180. ve 181. maddesinde açıkça belirtildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2015/917 Esas, 2017/265 Karar sayılı kararı ve kanun maddeleri ışığında 9. celsedeki beyanları kapsamında dava konusunu ve taleplerini değiştirmek, yani davayı ıslah etmek adına gerekçeleri, iddiaları ve vakıaları içeren yeni bir dava dilekçesi sunmak için HMK'nın 180. maddesi gereği 1 haftalık süre verilmesi, ... bu süre içerisinde ıslah dilekçesi verilmezse ıslahın yapılmamış sayılması ve yargılamaya devam edilmesi gerekirken direkt olarak davanın reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, ayrıca 8 no.lu celsede yine terekeye temsilci atanmak üzere dava açmak için süre verildiğini ve bu süre içerisinde terekeye temsilci atanması için Pazar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/959 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığının 9 no.lu celsede beyan edildiğini, fakat Mahkemece usuli işlemler tamamlanmadan araştırılacak başka bir husus kalmadığından bahisle davanın reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut talep incelendiğinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, mevcut delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 701. maddesinde. "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 702. maddesinde, "Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." düzenlemeleri mevcuttur.

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 599. maddesi uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar üzerinde bu tarih itibari ile hak sahibi olurlar. ... Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK'nın 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır.

Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.