"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, ... ili, ... ilçesi ... köyü ... Mahalle Çevirme mevkiinde bulunan 236 ada 40 ve 42 parsel sayılı taşınmazların kendisine, bu iki parselin arasında bulunan 236 ada 41 no.lu parselin ise davalıya ait olduğunu, kendisine ait 40 no.lu parselden 42 no.lu parsele geçmek için kullanmış oldukları 50 cm genişliğindeki patika yol dedelerinden beri fiilen mevcut bulunduğu halde, bu yerde 2009 yılında yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında, Mehmet oğlu Yusuf Sarıcaoğlu'na ait parselin içinde bırakıldığını kadastro tespitinden 5-6 sene sonra davalının kendisine ait 236 ada 42 nolu parseldeki fındıkları sökerek burayı ... bahçesine çevirmesi ve söz konusu patika yolu da fiilen ortadan kaldırması üzerine kendisiyle görüştüğünü, ancak sonuç alamadığını, kendisinin de kadimden beri olan yolu 2016 Kasım ayında açtığını, davalının kendisini şikayet ettiğini ve ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/263 Esas sayılı davasında yargılandığı sırada dava konusu yolun kadastro çalışmaları sırasında iptal edildiğini öğrendiğini, bu sebeplerle hatalı kadastro sonucu yapılan tespit ve tapuların iptali ile 41 no.lu parseldeki 50 cm genişliğindeki patika yolun ve 40 no.lu parsel ile 41 no.lu parsel arasındaki sınırı tespit etmek için kadimden beri mevcut yaklaşık 80 cm genişliğindeki hendeğin tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davayı kabul etmediğini, kadastro çalışmaları yapılırken davacının bizzat bu çalışmalara katıldığını, herhangi bir itirazının bulunmadığını, 2017 yılına kadar davacı ile aralarında bir ihtilaf olmadığını, 2017 yılında kendi arazisine davacı haksız müdahalede bulununca, şikayeti üzerine ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/263 Esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve davacı hakkında hapis cezası verildiğini, davacının iyi niyetli olmadığını, kendisine ait arazi 2006 yılında fındık bahçesi iken ... bahçesi haline getirildiğini, bu süre zarfında araziden kadimden beri geçen bir yolun olduğuna dair hiçbir itirazla da karşılaşmadığını, davacının ceza davasına karşılık olarak ... bu davayı açtığını, iki taşınmaz arasında 80 cm'lik bir hendeğin olduğu iddiasının Mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli ve 2019/10 Esas, 2020/324 Karar sayılı kararıyla; davacı her ne kadar kendisine ait 40 no.lu parselden 42 no.lu parsele geçmek için kullanmış oldukları 50 cm genişliğindeki patika yolun dedelerinden beri fiilen mevcut olduğunu, kadimden beri var olan bu yolun tescilini talep etmiş olsa da, keşifte alınan beyanlardan davacının kullandığı yolun kadim bir yol olmadığı, davalının mülkiyetindeki araziden davacının geçmesine müsaade ettiği küçük bir yer olduğu, keşif sırasında Mahkeme gözleminden de davacının iddia etmiş olduğu yerin kadim yol olmasının mümkün olamayacağı, sadece iki taşınmaz arasında geçiş sağladığı ve alınan beyanlardan davacının burayı geçmişten beri kullandığı anlaşılmış olup; davacının açmış olduğu davanın geçit hakkı davası da olmadığı, tapu iptal ve tescili davası olduğu, iddia etmiş olduğu 80 cm lik hendeğin ise hali hazırdaki tarafların parselleri arasındaki kadastro sınırıyla uyumlu olduğu bu hususta davacının dava açmasında hukuki yarar olmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddia ve taleplerini tekrarla birlikte, kadastro çalışmaları esnasında davalının yokluğunu fırsat bilerek hem patika yolunu hem de ortak kullandığı araziye gelip gitmede kullandıkları hendeğe ... dikerek kapattığını, hem patika yol hem de hendek kapanınca arazisine gelip gitmede ciddi sorunlar yaşamaya başladığını, güney- doğu tarafındaki Mehmet oğlu Yusuf Sarıcaoğluna ait parsel içinde kalan patika yolun kullanıma müsait olmadığını, kadimden beri böyle bir yol bulunmadığını, yolun sahibinin de burayı kullanmasına müsaade etmediğini, mahallinde yapılan keşifte fiilen tespit edilmiş olmasına ve ifadelere göre durum anlaşılmasına rağmen davanın haksız şekilde reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2021 tarihli ve 2021/292 Esas, 2021/296 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, keşif sonucu alınan beyanlardan dava konusu yerin kadimden beri kullanılan umumi bir yol olmayıp, iki taşınmaz arasında geçişi sağladığının anlaşılmasına, bilirkişi raporlarına göre de davacının iddiasına konu hendeğin tarafların parselleri arasındaki kadastro sınırıyla uyumlu olduğunun tespit edilmesine ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle dava konusu edilen yerin iddia ve geometrik tespite göre kadim yol olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.