"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 3200 ada 7 sayılı parseldeki B Blok 19 nolu bağımsız bölümü satmak için dava dışı ... Öztürk’ü vekil tayin ettiğini, vekil ...’ın davalı ... ile anlaştığını, davalının paranın arabada olduğunu, resmi devir sonrası araç içerisinde satış bedelini vereceğini söylediğini, vekil ...’ın da bu söze güvenerek çekişmeli taşınmazı davalıya devrettiğini, devir sonrası araç içerisinde satış bedelinin teslim edileceği sırada dava dışı ... ...’in yanlarına geldiğini ve vekil ...’ı kolundan tutarak araçtan indirdiğini, bunu fırsat bilen davalının da bedeli ödemeden oradan uzaklaştığını, davalı ...’in satış bedelini ödemediğini ceza soruşturması sırasında kabul ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde 272.000,00 TL bedelin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, çekişmeli taşınmazın 272.500,00 TL bedelle satışı konusunda anlaştıklarını, 10.07.2014 tarihli “ev satım” sözleşmesi uyarınca 5.000,00 TL nakit ve 10.08.2014 tarihli 15.000,00 TL’lik çek ile toplam 20.000,00 TL’lik kısmı ödediğini, yine peyder pey ödemeler yaptığını, bakiye bedeli de devir günü ödeyeceği sırada vekil ... ile dava dışı ...’in tartışmaya başladıklarını, bu olayın kendisi ile ilgisinin bulunmadığını, iddianın doğru olmadığını ve bakiye kısmı da ödeyeceğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.07.2016 tarihli ve 2014/230 E. 2016/353 K. kararı ile; gerçek satış bedelinin 272.000,00 TL olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının ödeme savunmasına ilişkin yazılı bir ödeme belgesi sunmadığı, davacı tarafından hilenin ne şekilde oluştuğuna yönelik bir açıklama ve delile dayanılmadığı, taraflar arasındaki iradenin taşınmaz satışı olduğu, bu iradenini hile ile oluşturulduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 149.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 03.11.2020 tarihli ve 2018/3318 E. 2020/5623 K. sayılı ilamı ile ‘‘...eldeki olayda, bakiye 252.500,00 TL bedelin ileriki tarihlerde ödeneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmamaktadır. Tapu müdürlüğünde resmi devir yapıldıktan hemen sonra ödeneceği yönünde davacıda bir kanı uyandırılmıştır.
Öte yandan, davalı ... karakolda ifadesi alındıktan sonra ödemeler yaptığını ileri sürmüş ise de, bunun yazılı bir belge ile kanıtlanamadığı ortadadır. Ayrıca, davalı ...’in ceza yargılamasında alınan ifadesi ile eldeki davaya verdiği cevap açıkça çelişmektedir. Bakiye satış bedelinin ödeme yöntemi konusunda çelişkili beyanlar mevcuttur.
Yukarıda yer verilen tespitler, ceza yargılamasındaki ifadeler, bakiye satış bedelinin ödendiğinin usulünce kanıtlanamaması bir bütün halinde değerlendirildiğinde, kayıt maliki olan davacıya vekaleten devir yapan ...’ın tapu müdürlüğünde devir sonrası bir oldu bittiye getirilerek iradesinin sakatlandığı, akdin geçersiz olduğu, Türk Hukukunda kabul edilen illilik prensibi gereğince de davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, tapu iptali ve tescil yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. ’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Dairenin bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ...’ün, iradesinin dava konusu taşınmazı satmak olduğunu, davalının ise yıllardır taşınmaz alım satım ile iştigal ettiğini, davacı ...'ün vekil tayin ettiği yeğeni ... ile görüştüğünü, 272.500.-TL satış bedeli üzerinden anlaştıklarını, aynı gün 5.000 TL nakit ve 15.000 TL keşide ederek verdiğini, ilerleyen dönemde 35.000,00 ve 180.000,00 TL daha ve tapu masrafları için ayrıca 5.000 TL ödediğini, davacının tapu iptal ve tescil talep edemeyeceğini, Mahkemece gerekçeli kararda herhangi bir yeni araştırma ya da delil ortaya konulmadan yetersiz gerekçe ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
2. Satış bedeli (semen) satışın asli unsurlarından birisidir. Semen ödeneceği düşüncesi uyandırılarak taşınmazın mülkiyetinin naklinin sağlanması ve ondan sonra semenin ödenmemiş olması durumunda yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde iradeyi fesada uğratan sebeplerin gerçekleştiğinin kabulünü gerektirir.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/B.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde tapu iptal ve tescile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir.
2. Davalının temyiz itirazı üzerine re’sen yapılan incelemeye gelince;
Dava konusu taşınmazın tapu kaydına davalıya devredildikten sonra sayıda haciz şerhi konulduğu, davacı vekilinin dava konusu taşınmaza toplam 62 adet haciz şerhi koyulduğunu belirterek 25.12.2020 tarihinde tapu iptal ve tescil hükmünün tüm takyidatlardan ari bir şekilde verilmesini talep ettiği, Mahkemece de dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile takyidatlarından arındırılmış bir şekilde davacı adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Ne var ki, davacı tarafından lehine haciz şerhi koyulan alacaklıya karşı haciz şerhinin terkin edilmesi için usulünce açılmış bir dava bulunmadığı gibi davada taraf olmayan alacaklının haklarını etkileyecek şekilde hüküm kurulamayacağı da açıktır.
Hal böyle olunca, davanın tapu iptal ve tescil istemi yönünden kabulüne, haciz şerhlerinin kaldırılması için şerh sahiplerine davada husumet tevcih edilmediği ve böylece usulü dairesinde şerh muhataplarının davada taraf sıfatı bulunmadığı gözetilerek takyidatların kaldırılması talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Kararın, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.