"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 21.01.2013 tarihinde dava dışı ...'dan satın aldığı dava konusu taşınmazın bağımsız bölüm numarasının 6 olduğunu, bağımsız bölümün bulunduğu katta 3 daire olduğunu ve kat irtifakı kurulurken numaralandırma hatası yapıldığını, kapı numarasında ve tapu kaydında bağımsız bölüm numarasının 6 olduğunu, ancak projede anılan bağımsız bölümün numarasının 4 olarak geçtiğini, kat irtifakının projeye uygun olarak yapılmadığını ve yüklenici dava dışı ... ...’nun Vakıfbank'a olan borcu nedeniyle başlatılan takip sonucunda 4 no.lu bağımsız bölümün icra yoluyla Alanya 3. İcra Müdürlüğünün 2014/6335 sayılı dosyası ile satışa çıkarıldığını, kıymet takdiri yapıldığı sırada hatanın tespit edildiğini, buna rağmen alacağına mahsuben taşınmazın banka adına tescil edildiğini ve bankanın da taşınmazı davalıya devrettiğini, davalı tarafından satın alınan bağımsız bölümün kendisinin oturduğu değil boş bulunan karşı daire olduğunu, davalının devirden önce taşınmazı görmediğini, dava konusu taşınmazda 3 yılı aşkın süredir oturduğunu, birçok masraf yaptığını ileri sürerek, Alanya 3 İcra Müdürlüğünün 2014/6335 sayılı takip dosyasında dava sonuçlanıncaya kadar tahliye işlemi yönünden icranın geri bırakılmasına ve 387 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 4 ve 6 no.lu bağımsız bölümlerin numaralarının fiili duruma göre düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, 387 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölümü dava dışı 3. kişiden devraldığını, satın almadan önce davacının haksız olarak işgal ettiği daireyi gezip gördüğünü, davacının önce daireyi tahliye edeceğini beyan ettiğini, bunu yerine getirmeyince davacıyı meni müdahale davası açacağı yönünde ihtar ettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, zaman kazanmak amacıyla eldeki davayı açtığını, söz konusu daire numaralarının davacı tarafından kasten değiştirildiğini, tapu kaydına güvenerek işlem yaptığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, numaralandırmanın mimarı projeye uygun olduğunu, her katta üç daire bulunduğunu, aynı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü de satın aldığını, herhangi bir numaralandırma hatası bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mimari projede 4 no.lu bağımsız bölüm olarak gösterilen taşınmazın tapu kayıtlarına göre 1. kat 6 no.lu bağımsız bölüm maliki davacı adına kayıtlı olduğu, mimari projede 6 no.lu bağımsız bölüm olarak gösterilen taşınmazın tapu kayıtlarına göre 1. kat 4 no.lu bağımsız bölüm maliki davalı adına kayıtlı olduğu, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Türk Medeni Kanunu’nun 1020. maddesine göre tapu sicilinin herkese açık olduğunu ve hiç kimsenin tapu sicilindeki kaydı bilmediğini ileri süremeyeceğini, bu nedenle davacının satın almış olduğu bağımsız bölümün onaylı kat irtifakı projesinde gösterildiği gibi 4 no.lu bağımsız bölüm olduğunu bilmesi gerektiğini, nitekim müvekkilinin ilgili bağımsız bölümü satın almadan evvel tapu müdürlüğüne giderek bilgi aldığını ve daireyi de gezdiğini, bundan sonra taşınmazı satın aldığını, İlk Derece Mahkemesince kapı numarasına göre hüküm kurulduğunu, ilgili belediyece kapı numaralandırılmasının yanlış yapılması nedeni ile belediye tarafından kat irtifakı projesine aykırı olarak sonradan verilmiş olan numaralara itibar edilemeyeceğini, davalının dava konusu taşınmazı iyi niyetli bir şekilde iktisap ettiğini, 4 no.lu bağımsız bölümün, cephe ve sair nedenlerden ötürü 6 no.lu bağımsız bölümden daha kıymetli olduğunu, gerekçeli kararda belirtildiğinin aksine binada numaralandırma hatası yapılmadığını, nitekim bilirkişi raporunda kat irtifakı kurulurken her iki katında da saat yönünde bağımsız bölüm numaralarının verildiğinin rapor edildiğini, diğer bilirkişi raporlarında da tapudaki proje ile belediyenin projelerinin birbirine uyumlu olduğu, ancak söz konusu binanın belediyede bulunan mimari projesinde herhangi bir tadilat yapılmaksızın diğer katlara aykırı olarak saat yönünün tersine olmak üzere "kalemle" doğru olan projenin üzerinde mevzuat dışı değişiklikler yapıldığının belirtildiğini, dosya kapsamındaki tanık beyanları ile sabit olacağı üzere, davacının kapı numaralarını kendisinin değiştirdiğini, sırf bu hususun bile davacının kötü niyetini kanıtlar nitelikte olduğunu, ayrıca davacının, bahse konu bağımsız bölümün alt katındaki bir diğer bağımsız bölümü de satın aldığını ve taşınmazda numaralandırma hatasının bulunmadığının bariz bir şekilde ortaya çıktığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl olanın yapının tasdikli mimari projesindeki numaralandırma olduğu, projeye aykırılık teşkil eden fiili duruma hukuken değer verilemeyeceği, bilirkişi raporuna göre; kat irtifakı kurulurken binanın her iki katında da saat yönünde bağımsız bölüm numaralarının verildiği, bu durumda, binada kat irtifakı kurulurken numarataj hatası yapılmadığının anlaşıldığı, mülkiyet yönünden, belediye tarafından kat irtifakı projesine aykırı olarak sonradan verilmiş olan numaralara itibar edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davaya konu her iki dairenin de yüklenici ...'na isabet ettiğini, yüklenicinin 1. kat güney batı cephede bulunun ve belediye numarataj işlemi ile kapısında ve tapu kaydında 6 numara yazan daireyi dava dışı ...'na devrettiğini, anılan kişinin de davacıya temlik ettiğini, davacının mimari projeyi ve kat irtifakı projesini zemine uygulayabilecek nitelikte teknik bilgi sahibi olmadığını, nitekim Hakimin de bilirkişiden rapor aldığını, davacının satın aldığı kat irtifakı projesindeki 4 numaralı fiili durumda ise 6 numara olarak bildiği 1. kat güneybatı cephedeki dairenin kat irtifakı projesindeki numarasının fiili duruma uygun hale getirilmesi gerektiğini, emsal Yargıtay kararlarında asıl olanın onaylı mimari proje olduğunun belirtildiğini, Mahkemece mimari projenin değil kat irtifakı projesinin dikkate alındığını, mimari projede numaralandırma yapılmadığını, numarataj hatası bulunduğunu, kat irtifakı projesi ile belediyenin numarataj işlemi sonucu yaratılan fiili durumun uyumsuz olduğunu ve buna göre ihaleden satın alınan dairenin boş olan 1. kat güneydoğu cephesindeki fiili durumda 4 no'lu, kat irtifakı projesinde ise 6 numaralı daire olduğunu davalının bildiğini, davalının davacının kullandığı daireyi gezip gördüğü şeklindeki savunmasının doğru olmadığını, ne kıymet takdiri yapılırken ne de davalı tarafından satın alınırken dava konusu taşınmazın için girildiğini, davalı tanıklarının devir işlemi sırasında taşınmazda numaralandırma hatası yapıldığının görevli memur tarafından söylendiğini ifade ettiklerini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 30. maddesinde “Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz." düzenlemesi mevcut olup sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı açıktır.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 31. ve devam maddelerinde esaslı hatanın (yanılmanın) tanımı yapılmamış, sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. ... ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nin 35. (BK'nın 25.) ve TMK'nın 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın.
3. Diğer taraftan, hata nedenine dayalı davalarda hataya düştüğünü iddia edip sözleşme ile bağlı olmadığını iddia eden taraf, bu iddiasını ancak akidine karşı ileri sürebilir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
15.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.