Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6984 E. 2023/2813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında temyiz kesinlik sınırının altında olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tescil davalarında dava değerinin tespitinde taşınmazın dava tarihindeki zemin değerinin esas alınması gerektiği, bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile temyiz kesinlik sınırı belirlenip karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı dava dilekçesinde, ... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan yaklaşık 200 m2'lik taşınmaza nizasız fasılasız 40 yıldır zilyet olduğunu, bu taşınmazın babasından geldiğini ve terekesinin taksimi sonucu kendisine kaldığını ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davada taraf sıfatlarının bulunmadığını belirterek açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tespit harici bırakılan taşınmazın babası tarafından uzun yıllardır kullanıldığını, babasının vefatı ile zilyetliğinin kendisine geçtiğine, bu zilyetliğin nizasız ve fasılasız sürdürüldüğünün ortada olduğunu, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların da bu yönde beyanda bulunduklarını, getirtilen memleket haritaları ve fen bilirkişi raporunun da iddiasını doğruladığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı iledavanın TMK.nın 713/1 maddesine göre açılan tescil davası olmayıp 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B maddesine göre paftasında yol olarak gösterilen işlemin iptali davası olması nedeniyle 3402 sayılı Kanun'a 7251 sayılı Kanunla eklenen ek madde 6 atfıyla HMK’nın 361/1 maddesi ıuyarınca değere tabi olmaksızın temyiz başvurusu açık olmak üzere, dava konusu taşınmazda davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle,Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

Uyuşmazlık, davanın temyiz kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi şöyledir; “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men'i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harc, gayrimenkulün değeri ile talebolunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir. Tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz...”

6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin ... lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630.00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

3. Değerlendirme

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, HMK’nın 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Tescil davaları 3402 sayılı Kanuna 7251 sayılı Kanunla eklenen ek 6.madde sayılan değere tabi olmaksızın temyiz başvuru yolu açık olan davalar kapsamı dışındadır.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 17.09.2014 tarihinde davacı tarafından 3.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, dava konusu taşınmazın üzerindeki yapının yolda kalan kısmının dava tarihi itibariyle değerinin 130.516,65 TL olarak belirlendiği, tescile tabi taşınmazın zemin değerinin ayrıca belirlenmediği anlaşılmakta olup 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Ancak tescil davalarında dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın zemin değerinin dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.

Aynı Yasa'nın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildi-rilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Harçlar Kanunu'nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

Hâl böyle olunca, davada temyiz sınırının ve temyiz kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi için öncelikle dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle zemin değerinin belirlenmesi, bu değere göre kanun yolu denetiminin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

davacının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren ... Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,

23.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.