Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7131 E. 2023/2224 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak mera vasfında olduğu iddia edilen taşınmazlar üzerindeki tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini miras yoluyla devraldıkları ve bu zilyetliğin yasal koşulları sağladığı, taşınmazların da mera vasfında olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili, davalı ... Belediyesi vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... ve arkadaşları irsen intikal eden eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 105 ada 24, 34, 102 ve 113 ada 73 parsel sayılı taşınmazlarının mera sınırlandırmasının iptali ile adlarına tescilini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalılar aşamalardaki sözlü ve yazılı beyanlarında çekişmeli taşınmazların kamu orta malı mera niteliğinde olduğunu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli ve 2016/25 Esas 2017/8 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın en evvelinde davacıların dedesi ... (...) ... ait olduğunun vergi kayıtlarından anlaşıldığı gibi davacıların dedesi ve babası tarafından davaya konu taşınmazların kadimden beri tarım arazisi olarak kullanıldığı, yıllarca ekonomik amacına uygun olarak mısır, karalahana, fındık v.b. ürünlerin ekilerek yetiştirildiği ve meradan genişletme veya açma yerlerden olmadığı, kaldı ki dava konusu taşınmazların mera olarak kullanıldığına dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, davaya konu taşınmazların toprak yapıları incelendiğinde mera toprak yapısına da sahip olmadığı gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, çekişmeli 113 ada 73, 105 ada 34, 102 ve 24 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ... adlarına veraset ilamındaki kanuni hisseleri oranında tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla ... Belediyesi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2017 tarihli ve 2017/500 Esas 2017/478 Karar sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazlar mera vasfıyla sınırlandırılarak mahsus siciline yazıldığından meraların mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı ilgili köy/belediye tüzel kişiliğine ait olup, Hazine ile beraber ilgili köy tüzel kişiliğine davanın yöneltilmesi gerektiği, somut olayda ise davanın yalnızca Hazine ve ... Belediye Başkanlığına karşı yöneltilmiş olduğu, 6360 sayılı Yasa uyarınca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf yapılması gerektiği gerekçesiyle; davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davacılar vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4.maddesi gereği dava şartlarında görülen eksiklik nedeniyle kabulüne, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli ve 2016/25 Esas 2017/8 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2020/1299 Esas 2021/347 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın evvelden ortak muris ...'nin babası ... tarafından uzun yıllar boyunca tarım amaçlı olarak kullanıldığı, ondan oğlu ...'ye miras yoluyla intikal ettiği, ...'den ise miras yoluyla davacılara intikal ettiği, toplanan tüm deliller itibariyle taşınmazın mera vasfında olmadığı gerekçesiyle;

Davanın kabulü ile çekişmeli 113 ada 73 parsel, 105 ada 24 parsel, 105 ada 34 parsel ve 105 ada 102 parsele kayıtlı taşınmazların özel sicilindeki mera kaydının iptali ile Vakfıkebir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/171 Esas, 2016/171 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar vermiştir.

Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

D. İstinaf Nedenleri

1-Davalı Maliye Hazinesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, dava konusu taşınmazların mera kapsamında olduğunu ve zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini öne sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2-Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişiler tarafından gerekli araştırma yapılmadan soyut ifadelerle mera vasıflı arazilerin mera olmadığı yönünde yapılan tespitin hatalı olduğunu, ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazların değer tespiti yapılırken kapitalizasyon faiz oranı ve üretim masraflarının düşük gösterildiğini, bu sebeple taşınmazların net gelirinin yüksek hesaplandığını, dava konusu parsellerin toprağının işlenmiş olması, ev kalıntıları olması, arazide meyve ağaçlarının olması öne sürülerek mera olmadığı kanaatine varıldığını, oysa ki aynı yörede bulunan tüm meraların şahıslar tarafından kullanıldığı ve işgal edildiğini öne sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

3-Davalı ... Belediye Başkanlığı vekilleri istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu davanın kadastro çalışmaları sırasında mera olarak kayıt ve tescil edilen ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 113 ada 73 parsel ve 105 ada 34, 102 ve 24 parsellerde kayıtlı taşınmazların davacılar adına kayıt ve tesciline ilişkin olduğunu, bu niteliğe sahip davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisinin birlikte hasım olarak gösterilmesinin zorunlu olduğunu, dava konusu taşınmazların mera vasfında olduğunu, bilirkişiler tarafından gerekli araştırma yapılmaksızın soyut ifadelerle dava konusu arazilerin mera olmadığı yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, söz konusu arazilerin imar planı dışında olduğunu, bu sebeple bilirkişi raporunda ortaya konan arazi bedellerinin son derece yüksek olup kabul edilebilir olmadığını öne sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2020/1299 Esas, 2021/347 Karar sayılı kararıyla; keşifte beyanlarına başvurulan bilirkişi ve tanıklarca dava konusu taşınmazların 20-30 yıldır davacıların murisi ... Tanrıverdi tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, öncesinde de ... babası ... tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, ...'nın vefatıyla davacılara kaldığı ifade edilmesine, teknik bilirkişi raporunda incelenen 1982 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazların orman olmadığı, ekili alanlar olarak gözlendiği rapor edilmesine, dolayısıyla davacılar açısından edinme koşullarının oluşmasına göre, davanın kabulü ile davacılara verasetteki paylar oranında adlarına tescilinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalılar Maliye Hazinesi, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... vekillerinin istinaf başvurularının 353/1-b-1 maddesi gereği ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1- Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebepler incelenmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2- Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili idarenin eldeki davada yasal hasım olduğunu bu nedenle yargılama gideri ve harçlardan sorumlu tutulmalarının usul ve yasaya aykırı olduğunu; öte yandan işin esasına ilişkin olarak ise çekişmeli taşınmazların mera vasfıyla kamu orta malı niteliğinde oldukları ve özel mülkiyete konu edilemeyecekleri, bilirkişi raporlarının içeriklerinde yeterli araştırma yapılmadan taşınmazların mera olmadığı yönünde yapılan tespitin hatalı olduğunu; öte yandan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmaz için belirlenen bedelin fahiş olduğunu, bu nedenle dava değerinin isabetsiz belirlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere, yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri), ilgili köy veya kasabalar tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde, kadimden beri o yerin mera olarak kullanıla gelmiş olması gerekir. Bir yere hukuken mera vasfını verebilmek için bu iki unsurdan birinin bulunması gerekir (Cin, H.:... Hukukunda Mera Yaylak ve Kışlaklar, 2. Bası, ... 1980, s. 37 vd.).

4. Mera olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri mera olarak kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Meraların vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez. Tahsisli veya kadim mera olgusunun belirlenmesi usul ve şekil yönünden birbirinden farklıdır. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu hâlde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar.

5. Bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması hâlinde ise, hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir (Hukuk Genel Kurulunun 30.10.1991 tarihli ve 1991/8-427 E., 1991/544 K.; 10.05.2006 tarihli ve 2006/8-240 E., 2006/292 K.; 14.11.2012 tarihli ve 2012/7-485 E., 2012/788 K.; 19.11.2014 tarihli ve 2013/8-1321 E., 2014/939 K. sayılı kararları).

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kadastro sonucunda, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 105 ada 24, 34, 102 ve 113 ada 73 parsel sayılı taşınmazlar kamu orta malı mera niteliğiyle sınırlandırılarak mahsus siciline kaydedilmişlerdir.

3. Davacı ... ve arkadaşları irsen intikal eden eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazlarının mera sınırlandırmasının iptali ile adlarına tescilini talep ve dava etmiş; toplanan delillerden çekişmeli taşınmazların mera niteliğinde olmadığı, taşınmazlar üzerinde zilyetlikle mülk edinme koşullarının irsen intikalen davacılar yararına oluştuğu anlaşılmıştır.

4. Hal böyle olunca, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 13.262,97 TL bakiye onama harcının ise hükmü temyiz eden davalı ... Belediye Başkanlığından alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.