"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların babalarından bu yana dava konusu taşınmazı kullandıklarını, ekli krokide belirlenen yerlerin kadastro tespiti sırasında köy boşluğu olarak kadastro harici bırakıldığını, krokide A harfi ile gösterilen, takriben 20 dönüm büyüklüğünde olan yerin davacılardan ...'e, B harfi ile gösterilen, yaklaşık 15 dönüm büyüklüğünde olan yerin davacılardan ...'e C harfi ile gösterilen takriben 50 dönem büyüklüğündeki yerin ise davacılardan ...'e ait olduğunu, taşınmazların nizasız ve fasılasız 40 yıldan beri kullanılageldiğini, tüm bu nedenlerle ekli krokide A harfi ile gösterilen yerin davacı ... adına, B harfi ile gösterilen yerin ... adına, C harfi ile gösterilen yerin ise ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuş, dava konusu taşınmazların Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2019 tarihli ve 2017/333 Esas, 2019/459 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazların tamamının 10.06.1969 tarihinde kesinleşen arazi kadastro çalışmalarında kadastroya tabi olmayan ve kadastro paftasında ... ... yatağı olarak bırakılan alanda kaldığı, ziraat bilirkişi raporunda davaya konu A, B ve C harfleri ile gösterilen taşınmazların evveliyatının ... çayı yatağı (kumul alan) sınırları içerisinde yer aldığı, 2000 yılından sonra taşınmazın akarsu yatağı özelliğinin kaybolduğu ve kısmen işlenmeye başlanıp kısmen hali arazi niteliğinde bulunduğu, bu özelliğini 2018 yılında kaybettiği, dolayısıyla imar-ihyanın 2018 yılında tamamlandığının tespit edildiği değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın aktif ... ... yatağı sınırları içerisinde kaldığı bu özelliğini halen devam ettirdiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın ve davalı ... vekilinin Hazine adına tescile yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın dere yatağı olarak tescil harici bırakılmasının zilyetliğe engel olmadığını, dosyada dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin taşınmazı 25-30 yıldan beri davacıların nizasız fasılasız kullandığını ifade ettiklerini,özellikle ziraat bilirkişisi olmak üzere teknik bilirkişilerin söz konusu yerlerin tarla olarak kullanıldığını, ancak bu zilyetliğin 2000 yılından itibaren başladığını belirttiklerini, teknik bilirkişi raporlarına göre davacıların zilyetliğinin 17 yıl olduğunu, bu durumda,süre olayının tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla çeliştiğini, Mahkemenin bu çelişkiyi gidermek için en azından ek rapor düzenlettirmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.04.2021 tarihli ve 2019/2023 Esas, 2021/584 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporları dikkate alındığında çekişme konusu taşınmazın tesis kadastro paftasında ... ... yatağı olarak bırakılan alanda kaldığı, keşifte uygulanan 1985, 1999 tarihli hava fotoğraflarına göre taşınmazın akarsu yatağı niteliğinde olduğu, tarımsal faaliyet olmadığı, 2004 yılı uydu fotoğrafına göre kısmen tarım yapıldığının belirlendiği, zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluşmadığı, bu nedenlerle Mahkemenin ret kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar ihya ile zilyetliğe dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1 .3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına;
Dosyanın İlk Derece ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.