"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli dava sonunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 12/01/2021 tarih 2020/1844 Esas 2021/75 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; 24/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan ...’ın ilk eşinden çocukları olduklarını, davalıların ise ikinci eşten çocuklar olup, mirasbırakan ...’ın, ölümünden kısa bir süre önce, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, 25/02/2013 tarihli ölünceye kadar bakma aktiyle, dava konusu 545 ada 9 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu ...’a, 1276 parsel sayılı taşınmazı ise davalı oğlu ...’e temlik ettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini, olmazsa tenkisini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın, çocukları arasında ayrım yapmadığını, davacılara ve tüm mirasçılara taşınmaz devirleri yaptığını, davacılara birtakım kazandırmalarda bulunduğunu, mirasbırakanla aynı evde yaşadıklarını, ölümünden 3-4 yıl önce kanser hastalığı ile mücadele eden mirasbırakanın bakım ihtiyacı içinde olduğunu, çekişmeli taşınmazlar dışında terekede başkaca taşınmazlar da bulunduğunu, bakım görevini yerine getirdiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, keşfen saptanan ve davacıların miras payına isabet eden değer üzerinden eksik harcın tamamlanması gereğine işaret edilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, muvazaa olgusunun sabit olduğu, temliklerin makul sınırı aştığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; anılan kararın davalılar tarafından istinafı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, temlike konu çekişmeli taşınmazların, mirasbırakanın mamelekine oranının belirlenmesi, temliklerin makul sınırı aşıp aşmadığının incelenmesi, davalıların harç ve diğer yargılama giderlerinden sorumluluğunun ayrı ayrı belirlenmesi gereğine işaret edilerek kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazların temlikinin makul sınırı aştığı, mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin ve muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş tir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri Özetle
Mirasbırakanın mamelekinin doğru tespit edilmediğini, mirasbırakanın her bir mirasçısına birer daire verdiğini, davacılara başkaca taşınmaz devri yaptığını ve kazandırmalarda bulunduğunu, bunların da mameleke dahil edilmesi gerektiğini, mirasbırakanın mameleki doğru saptanmadığı için oranlamanın da doğru yapılmadığını, kanser hastası olan mirasbırakanın bakım ihtiyacı içinde olduğunu, bakım görevini yerine getirdiklerini, amacın mirastan mal kaçırmak olmayıp bakımını temin etmek olduğunu, akte aykırılık nedeniyle mirasbırakan tarafından açılan bir dava da bulunmadığını, mirasbırakanın tüm mirasçılarını kapsar şekilde paylaştırma yaptığını, temlik tarihinde başkaca taşınmazları da olan mirasbırakanın mal kaçırma amacı olsa idi onları da devretmesi gerektiğini, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yaptığının ispatlanmadığını, mamelek eksik hesaplansa da yine de bulunan oranın düşük olduğunu, mirasbırakanın tüm mamelekine oranın % 35,52 olarak saptandığını, her bir davalı açısından ayrı ayrı ele alınırsa davalı ...’a yapılan temlikin tüm mameleke oranının % 16,63, davalı ...’e yapılan temlikin ise tüm mameleke oranının % 18,89 olduğunu, her ikisinin toplanarak toplam oranın % 35,52 olduğu şeklinde değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen vekalet ücretinin yasal olmadığını, bilirkişi raporundaki değer dikkate alınmadan 1. keşifteki değer üzerinden vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12/01/2021 tarih 2020/1844 Esas 2021/75 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalılara temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatlandığı, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakla harç ve diğer yargılama giderlerinden davalıların sorumluluğunun ayrı ayrı belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri Özetle
Mirasbırakanın mamelekinin doğru tespit edilmediğini, mirasbırakanın her bir mirasçısına birer daire verdiğini, davacılara başkaca taşınmaz devri yaptığını ve kazandırmalarda bulunduğunu, bunların da mameleke dahil edilmesi gerektiğini, mirasbırakanın mameleki doğru saptanmadığı için oranlamanın da doğru yapılmadığını, kanser hastası olan mirasbırakanın bakım ihtiyacı içinde olduğunu, bakım görevini yerine getirdiklerini, amacın mirastan mal kaçırmak olmayıp bakımını temin etmek olduğunu, akte aykırılık nedeniyle mirasbırakan tarafından açılan bir dava da bulunmadığını, mirasbırakanın tüm mirasçılarını kapsar şekilde paylaştırma yaptığını, temlik tarihinde başkaca taşınmazları da olan mirasbırakanın mal kaçırma amacı olsa idi onları da devretmesi gerektiğini, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yaptığının ispatlanmadığını, mamelek eksik hesaplansa da yine de bulunan oranın düşük olduğunu, mirasbırakanın tüm mamelekine oranın % 35,52 olarak saptandığını, her bir davalı açısından ayrı ayrı ele alınırsa davalı ...’a yapılan temlikin tüm mameleke oranının % 16,63, davalı ...’e yapılan temlikin ise tüm mameleke oranının % 18,89 olduğunu, her ikisinin toplanarak toplam oranın % 35,52 olduğu şeklinde değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen vekalet ücretinin yasal olmadığını, bilirkişi raporundaki değer dikkate alınmadan 1. keşifteki değer üzerinden vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği gibi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.2. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, mirasbırakanın Fatsa Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/08/2013 tarih 2013/614 Esas 2013/687 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca, iptal tesciline karar verilen her bir davacı payının 1/8 olduğunun anlaşılmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına, aşağıda yazılı 35.942,15 TL bakiye onama harcının 19.111,00 TL’sinin davalı ...’dan, 16.831,15 TL bakiye onama harcının davalı ...’dan alınmasına, 24/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.