"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemli dava sonunda; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 06/07/2021 tarihli ve 2021/359 Esas ve 2021/1154 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15.03.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ...... ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ...... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan babaları ...’ın davalı ...’ı Beyoğlu 39. Noterliğinin 04.12.2008 tarihli ve 38701 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, vekilin mirasbırakanın haberi olmaksızın dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazını davalılardan ...’e, ...’in de davalı ...’e temlik ettiğini, temlik bedellerinin çok düşük olduğunu, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını ve diğer davalıların da iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek, payları oranında tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, mümkün olmazsa payları oranında bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını, murisin verdiği vekaletnameye istinaden taşınmazın davalı ...’e 85.000 TL bedelle satılarak paranın mirasbırakana verildiğini, murisin oğlu ...’ın da orada olduğunu, diğer davalı ...’i tanımadığını, eldeki davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerektiğini, dava dışı mirasçıların da bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazı 250.000 TL karşılığında emlakçı aracılığı ile satın aldığını, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle, davanın tanık beyanıyla kanıtlanamayacağını, davalı ...'in ...'le el ve işbirliği içerisinde vekaleti kötüye kullandığını, davalı ...'in iyi niyetli olmadığını, bilirkişi raporuyla taşınmazın değerinin çok altında bir bedelle satıldığının sabit olduğunu, davalıların beyanları arasında çelişki ve tutarsızlık bulunduğunu, banka cevabı yazısıyla bedelin ödenmediğinin kanıtlandığını, çelişkili tanık beyanlarına göre karar verildiğini, banka kayıtlarıyla tanık beyanlarının doğru olmadığının anlaşıldığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 06/07/2021 tarihli ve 2021/359 Esas - 2021/1154 Karar sayılı ilamı ile; davacıların eldeki davayı mirasçı olmayan kayıt malikine karşı payları oranında açmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, mirasçı ...'ın davaya muvafakati olmadığı için terekeye temsilci atanarak miras payları oranında talepte bulunduklarını, TMK'nın 640. maddesi gereği terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceğini, usulde sorun olmadığını ve esasın incelenmesi gerektiğini, davalı ... tarafından babalarına herhangi bir bedel de ödenmediğini, murisin başka bir taşınmazını da aynı vekilin kendi oğluna temlik ettiğini, bu taşınmaz için de dava açıldığını ve derdest olduğunu, davalı ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığını, davalı ... ile el ve işbirliği içinde olduklarını, taşınmazın bedelinin gerçek değerinin çok altında bedelle satıldığını, bu nedenle davalı ...'in de iyiniyetli kabul edilemeyeceğini, murisin mülkünü değerinin altında satacak biri olmadığını, bilirkişi raporuyla dava konusu taşınmazın değerinin oldukça altında bedelle satıldığının sabit olduğunu, davalıların beyanları arasında çelişki olduğunu, ödeme yapıldığının kanıtlanmadığını, Mahkemece verilen hükmün dayanağının çelişkili tanık beyanları olduğunu, tereke temsilcisi atanması kararının dikkate alınmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
2.2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, davacının huzurdaki davadaki talebinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına uygun olması halinde dahi karar değişmeyeceğini, davanın esastan da haksız olduğunu, esasın usule boğdurulmaması gerektiği ilkesi uyarınca davanın esastan reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ile İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
3.2.2. Bilindiği üzere, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK’nın 640. maddesi gereği) tartışmasızdır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden/edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, eden/edilen davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen/eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacılardan, 21,40 TL bakiye onama harcının davalı ...’dan alınmasına, 15/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.