"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul - Kısmen Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan oğlu ... ...'ın davalılardan ... ile evlenme kararı aldığını, davalı ...'ın Almanya vizesi alabilmesi amacıyla planlanandan 1 yıl önce 03/11/2009 tarihinde nikah yapıldığını, birkaç gün sonra oğlunun kalp krizi sonucu 07/11/2009 tarihinde öldüğünü, davalı ... ile mirasbırakan arasında fiili birliktelik olmadığını ancak davalı ...'ın yasal miras haklarından yararlanmayı amaçladığını, 13/10/2009 tarihinde dava konusu 1330 ada 8 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 6 nolu bağımsız bölümü satın alması için mirasbırakana 65.000 TL parar verdiğini, ancak mirasbırakanın 6 nolu bağımsız bölümü kendisi adına satın aldığını, maliki olduğu 114 ada 28 parsel sayılı taşınmazın çıplak mülkiyetini ölünceye kadar bakma sözleşmesi karşılığı oğlu ...’e temlik etmek istediğini ancak oğlu ...’in bağış işlemi ile taşınmazı devraldığını, yapılan işlemlerin hileli olduğunu ileri sürerek dava konusu 114 ada 28 parsel ve 1330 ada 8 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 6 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına kayıt ve tesciline olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca 65.000,00 TL’den, mirasçıların miras paylarına düşen bedel olan toplam 48.750,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., yapılan devirlerin aksinin yazılı delille ispat oluncaya kadar geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ... davayı kabul ettiğini bildirmiş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.05.2014 tarihli ve 2013/84 Esas, 2014/206 Karar sayılı kararıyla, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davayı kabul eden davalı ... yönünden sebepsiz zenginleşme dayalı tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30.11.2017 tarihli ve 2015/4392 Esas, 2017/6926 Karar sayılı kararı ile "...davacının çekişmeli 6 nolu bağımsız bölüm bakımından iddiasını 05/02/1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı bir belge ile kanıtlayabileceği ancak davacı tarafından böyle bir belgenin ibraz edilmediği gözetilerek davalı ... dışında diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının buna ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davacının dava konusu 114 ada 28 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki maddi vakıayı bildirmek taraflara hukuki nitelendirme yaparak olayı çözümleme ... aittir.
Somut olayda iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden 114 ada 28 parsel bakımından davacının hile hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır.
... Ne var ki; mahkemece hile iddiası bakımından hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, davalı ...’in 28.10.2010 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiği dikkate alınarak dava konusu her iki taşınmaz için de davalı ...’in miras payı oranında tapu iptali ve tescil hükmü kurulması, çekişmeli 114 ada 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise dinlenmeyen davacı tanıkları Asil ve ... ile daha önce dinlenen tanıkların yeniden dinlenmesi, yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçeleriyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Karar Düzeltme
Davacı vekilinin karar düzeltme talebi, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince 11.02.2019 tarihinde reddedilmiştir.
C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davalı ... ve ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının tek taşınmazını muris ...’e bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ‘ölünceye kadar bakma’ inancıyla dükkanını oğlu ...’e devrettiğini, bağımsız bölümün bedelini müvekkilinin verdiğini ve kendi adına işlem yapılacağını zannettiğini, ancak muris ...’in kendi adına tapuda tescil talep ettiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inançlı işlem ve hile nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 36/1 maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3. İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların veya inanılanın imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hem de taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz.
4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesinde, "(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir."
Düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak yazılı şekilde davayı kabul eden davalı ... yönünden tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ancak, Mahkemece davalı ...'in payı yönünden iptal ve davacı adına tescil kararı verilmesi ve kalan payın davalılar üzerinde bırakılması gerekirken, diğer davalıların edinme sebebini değiştirecek şekilde adlarına yeniden tescil kararı verilmiş olması bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Davalı ... yönünden ise kabul nedeniyle DAVANIN KABULÜ ile, tapuda müteveffa ... ... adına kayıtlı İzmir İli Tire İlçesi Yeni Mahalle, Tahtakale Meydanı Mevkiinde kain Cilt No: 12 Sayfa No: 1151'de kayıtlı 114 ada 28 parsel sayılı taşınmaz ile İzmir İli Tire İlçesi Yeni Mahalle, Maltepe Mevkiinde kain Cilt No: 16 Sayfa No: 1501'de kayıtlı 1330 ada 8 parsel sayılı, 190/2100 arsa paylı, 2. kat 6 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların tarafların murisi ... ... adına olan tapu kayıtlarının İPTALİ ile; Tire Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23/12/2009 tarih, 2009/1079 E.-2009/984 K.sayılı ilamındaki hisseler dikkate alınarak 3/8 hissesinin davacı ..., 4/8 hissesinin davalı ..., 1/8 hissesinin ise davalı ... adına her bir taşınmaz için ayrı ayrı TAPUYA KAYIT ve TESCİLİNE” cümlesinin çıkartılarak yerine, "Davalı ... yönünden davanın kabul nedeniyle kabulü ile İzmir İli, Tire İlçesi, Yeni Mahalle 114 ada 28 parsel ile 1330 ada 8 parsel sayılı taşınmazda yer alan 6 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı 1/8 payın iptali ile davacı adına tesciline, kalan payların diğer davalılar üzerinde bırakılmasına" cümlesinin yazılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.