Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7833 E. 2022/8249 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından daha önce açılıp kesinleştiği iddia edilen tapu iptali ve tescil davasına ilişkin kararın sel baskını nedeniyle kaybolması üzerine, aynı istemle tekrar dava açılması üzerine, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar, kaybolan mahkeme kararının yerine getirilmesini istedikleri ve yeni bir dava açmadıkları için, kayıp dosyanın 4473 sayılı Kanun ve ilgili genelge hükümlerine göre ihya edilmesi gerektiği gözetilerek, mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararı bozulmuş ve gerekçesi değiştirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/07/2020 tarihli ve 2019/617 Esas, 2020/484 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 26/05/2021 tarihli ve 2021/79 Esas, 2021/880 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, 1972 yılında yapılan kadastro tespiti ile Bursa ili, ... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1084 parsel sayılı taşınmazın yarı yarıya ..... Oğlu ... ve ..... Oğlu ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmaz tarafların müşterek mirasbırakanı ...'den intikal etmiş olmasına rağmen, ...'in davalılar dışındaki diğer çocukları ... (davacı), ... (mirasçıları davacı) ve ...'e (davalı) pay verilmediğini, .... ve ......'in bu amaçla tapu iptali ve tescil davası açtığını, açılan davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/468 Esas, 1982/387 Karar sayılı dosyasında kabul edilip kesinleştiğini, tapuya ilamın özetinin şerh edildiğini, ancak 1983 yılında bölgede meydana gelen sel baskını sebebiyle belirtilen Mahkeme kararı kaybolduğundan infaz edilemediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ...'in mirasçıları adına miras payları oranında, mirasçılardan .... payının ise .... ve .... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davaya süresinde cevap vermemişler, aşamada davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/07/2020 tarihli ve 2019/617 Esas, 2020/484 Karar sayılı kararı ile davacılar tarafından daha önce açılıp kabulle sonuçlanıp kesinleştiği iddia edilen tapu iptali ve tescil davasının konusuna ve kesinleşmesine ilişkin kesin bilgilerin mevcut olmadığı, davacılar tarafından kesinleştiği ileri sürülen kararın tapuda infaz ettirilmediği, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayıp, davanın kadastro tespitinin hatalı olması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası olmadığını, esasen bu iddia ve taleplerine ilişkin davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/468 Esas sayılı dosyası ile açılıp kabul edildiğini, taleplerinin yeni bir dava açmaya yönelik olmayıp belirtilen Mahkeme kararının uygulanabilmesini sağlamaya yönelik olduğunu, daha önce açıp kazandıkları davanın ilgili kurumlarca yerine getirilmesini amaçladıklarını ileri sürerek, kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 26/05/2021 tarihli ve 2021/79 Esas, 2021/880 Karar sayılı kararı ile davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi, taşınmaza ilişkin tespitin davasız olarak 1972 yılında kesinleşmesi ile taraf dayanağı mahkeme dosyasının esas numarası ile defter örneğine göre açıldığı yıl ve davanın açıldığı mahkemenin sıfatı gözetildiğinde taşınmaza ait kadastro tespitinin kesinleşme tarihine bir etkisi olma ihtimalinin bulunmamasına göre İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde belirttikleri itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir; “Karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek ve düzeltilerek onanır.”

3.2.2. Adliye dairelerinde bulunan derdest veya karara çıkmış herhangi (Mahkemeler, Cumhuriyet Başsavcılığı veya icra dairelerine ait) bir dosyanın, doğal afet olarak nitelendirilen yangın, yer sarsıntısı, seylap veya heyelan gibi nedenlerle kaybolması ya da belgelerinin zarara uğraması durumunda ne yapılması gerektiği hususunda; 4473 sayılı Yangın, Yer sarsıntısı, Seylap veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun ile Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 30.01.2006 tarihli ve 107 sayılı “Zayi Olan Dosyaların Yenilenmesi” başlıklı Genelgesinde düzenleme getirilmiştir.

Anılan Kanun'un 1. maddesinde yangın, yer sarsıntısı, seylap veya heyelan sebebiyle mahkeme ve adliye dairelerinde ziyana uğrayan dosyaların yenilenmesinin bu Kanun hükümleri çerçevesinde yapılacağı; 2. maddesinde ise 1. maddede yazılan hallerde kanunun tatbik edilebilmesinin Adliye Vekaletinin kararına bağlı olduğu, kararın Resmi Gazete ve ayrıca mahallinde mutat vasıtalarla neşir ve ilan olunacağı, devam eden maddelerinde ise dosya ihyasının nasıl yapılacağı düzenlenmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.3.2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1084 parsel sayılı taşınmazın (2000 m2, tarla) 28.07.1971 tarihinde senetsizden 1/2’şer paylarla ... ve ... adlarına tespit gördüğü, tespitin itirazsız 11.07.1972 tarihinde kesinleştiği, halen adı geçen kişiler adlarına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydında 03.11.1982 tarihli, 2794 yevmiye numaralı “... ve ... lehlerine İİK'nın 28. maddesi gereğince şerh HS:2227” şeklinde şerhin yer aldığı sabittir.

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/468 Esas, 1982/387 Karar sayılı dosyası bakımından İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırma sonucunda, bölgede meydana gelen sel fekaleti nedeniyle kaybolmalarından dolayı dosya aslına ve onaylı örneğine, ilgili karar kartonuna ulaşılamadığı, bu hususta tutulan tutanakların ve esas defterinin davayla ilgili bölümünün fotokopisinin dosya içerisine gönderildiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda, davacılar eldeki davayı yeni bir dava olarak değil, esasen daha önce açıp kabulle sonuçlanarak kesinleştiğini iddia ettikleri ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/468 Esas sayılı davasında verilen kararın infazını sağlamak amacıyla açtıklarını ileri sürdüklerine göre, anılan dava dosyasının usulünce ihya edilmesi gerekmekte olup, bunun için müstakil olarak açılan eldeki davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. SONUÇ

Açıklanan sebeple;

1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.