Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7980 E. 2022/2049 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitinden önceki zilyetlik iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, dava konusu 798 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tarafların kök mirasbırakanı ...’a ait olduğunu, ...’tan kalan tüm tarlaların müşterek tapulu olduğunu, davaya konu taşınmazın da 100 yıldan bu yana önce mirasbırakan babaları daha sonra da kendileri tarafından kullanıldığını, davalıların babaları ile kendi babalarının amca çocukları olduğunu, taşınmazların amca çocukları arasında dönüşümlü olarak kullanıldığını, ancak bir müddet sonra herkesin ekip biçtiği yerde kalarak taşınmazları ağaçlandırdığını, ancak kendi kullanımlarında olan davaya konu taşınmazı kadastro tespiti sırasında davalıların kendileri ve amcaları olan ... ve ... ... adına tespit ettirdiğini, tespit sırasında ...’ın diğer çocuklarının mirasçı olarak gösterilmediğini ileri sürerek taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar ... vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın ortak mirasbırakandan intikal etmediğini, tarafların farklı yerlere malik olduğunu, daha önce karşılıklı kullanımlar olmuş ise de anlaşmazlık nedeniyle tarafların kendi yerlerini kullandıklarını, bu nedenle dava dışı bir kısım taşınmazın kullanımından vazgeçildiğini, davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2019/234 E., 2020/490 K. sayılı kararıyla, davanın kadastro tespitinden önceki zilyetliğe dayalı olarak açıldığı, davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 26/02/1958 tarihinde yapıldığı ve tespite karşı ... ve Abdullah ...’ın itirazları sonucunda taşınmazın 18/10/1971 tarihinde hükmen tescil edildiği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların aynı dededen gelen amca çocukları olduğunu, intikal eden taşınmazların 50-60 yıl öncesinde yapılan taksime göre kullanıldığını ve davaya konu taşınmazın davacıların zilyetliğin de bulunduğunu, ancak kadastro tespiti sırasında davalıların babaları adına tespit edildiğini, davacıların bu nedenle tapunun yolsuz olduğu iddiasıyla dava açtığını, mahkemece deliller toplanmaksızın karar verildiğini, davalıların davacılar aleyhine hakkı olmayan yere tecavüz nedeniyle şikayetçi olmaları üzerine açılan ceza davasında davacıların 60 yıllık zilyetliğinin ve taşınmaz üzerine ektikleri ağaçların taşınmazdan daha değerli olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle TMK’nın 724 ve 729.maddeleri uyarınca davanın kabulünün gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15/02/2021 tarihli ve 2021/190 E., 2021/186 K. sayılı kararıyla; davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. Maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı dikkate alınarak verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12.maddesi uyarınca;

30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.

Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.

Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.

Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler.

Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz.

Kesinleşmemiş tutanaklar herhangi bir nedenle tapuya tescil edilmişse, iddia ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın, taşınmazı tescil tarihinden itibaren 20 yıl müddetle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduranlar ile bunların akdi ve kanuni halefleri açılmış ve açılacak olan davalarda medeni kanunun tapuya itimat prensibinden yararlanırlar.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına 14/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.