"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi ... mahallesi 101 ada 1077 parsel sayılı taşınmazın davacıya babasından miras yoluyla intikal ettiğini, aynı yer 101 ada 1076 parselin de kardeşi ...'ye intikal ettiğini, kardeşi ...'nin kendi parselini ve bu parselin doğu bitişiğindeki kadastro çalışmaları sırasında...'ya ait 12 parsel içine alınan ve davalı tarafından kullanılan 1.388,48 m2'lik yeri 03.02.2011 tarihinde davalı ...'ye sattığını, 1077 parsel ile 1076 parsel arasında taşlık kayalık sınır bulunduğunu, davacının davalının taşınmazına tecavüzü olmamasına rağmen, davalı tarafından davacıya el atmanın önlenmesi davası açıldığını, bu davanın haksız olduğunu ileri sürerek, davalıya ait 101 ada 1076 parsel sayılı taşınmazın 1.388,48 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacıya ait 1077 parsel sayılı taşınmaza ilavesi ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların davacı ile davalının eşi ... dedeleri ...'dan intikal eden yerler olduğunu, davalının tapu kaydına güvenerek dava konusu taşınmazı davacının kardeşi ...'den satın aldığını, davacıya karşı açılan el atmanın önlenmesi davasının geciktirilmesi amacıyla bu davanın açıldığını, davalının satın aldığı 1076 parsel sayılı taşınmazın bitişiğindeki 12 parselin 8/13 hissesinin davalının eşi ... tarafından...'dan satın alındığını, açılan davanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve vekilinin talep ettiği kısmın fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1.360 m2'ik alana ilişkin olduğu, A harfi ile gösterilen alanın Sıraç Mahallesi 101 ada 12 parsel içinde kaldığı, tapuda tarla vasfıyla 5/13 hisse oranında Şuayip Danacı ve 8/13 hisse oranında ... adlarına kayıtlı olduğu anlaşıldığından, davalı ... adına açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının 1077 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 1076 no.lu parsel davacının kardeşi ... adına kayıtlı iken, ...'nin 1076 parselle birlikte kadastro çalışmaları sırasında Şuayp adına kayıtlı 12 parsel içine alınan 1.388,48 m2'lik alanı davalı ...'ye sattığını, davalı tarafından davacıya açılan el atmanın önlenmesi davasının hukuka aykırı olduğunu, 12 parsel içine alınan 1.388,48 m2'lik alanın hatalı şekilde tespit edildiğini ve davalının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın talep ettiği alanın dava dışı kişilere ait olduğu anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının 1077 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 1076 parsel sayılı taşınmazın davacının kardeşi ... adına kayıtlı iken, ...'nin 1076 parselle birlikte kadastro çalışmaları sırasında Şuayp adına kayıtlı 12 parsel içine alınan 1.388,48 m2'lik alanı davalı ...'ye sattığını, davalı tarafından davacıya açılan el atmanın önlenmesi davasının hukuka aykırı olduğunu, 12 parsel içine alınan 1.388,48 m2'lik alanın hatalı şekilde tespit edildiğini ve davalının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili katılma yoluyla talepte bulunduğu temyiz dilekçesinde özetle, dava değerinin temyiz sınırının altında olduğunu, bu davanın el atmanın önlenmesi davasının sürüncemede bırakılması amacıyla açıldığını, davacının fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen alanı talep ettiğini, davalının bu alanda malik olmadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir davada davacı ve davalı olmak üzere daima iki taraf bulunur. Davada taraf olarak gösterilen bu kişilerin gerçekten o dava ile ilgili olup olmadığı ise taraf sıfatı ile ilgilidir. Sıfat, dava konusu subjektif hak olan dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka yöneliktir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır (Kuru, Baki: Medeni Usul El Kitabı, ... 2020, C.I, s. 332). Mahkemenin de taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. (Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2022 tarihli, 2019/(17)4-854 E., 2022/200 K. sayılı kararı, § 22. )
2.Tapu iptali ve tescil davası dava tarihi itibariyle tapu kaydına göre hak sahibi ve malik olan kişiye karşı açılır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL temyiz karar harcının davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.