Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8017 E. 2023/3993 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların zilyetliğin kazanılması için gerekli şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz üzerinde yirmi yıl boyunca malik sıfatıyla aralıksız zilyetlikte bulunduklarını ispatlayamamaları ve zilyetlik şartlarını taşımadıkları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı asil tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi ...'a 28.05.1968 tarihli satış senedi ile satılan ... ilçesi ... mahallesi 107 ada 7 parsel sayılı taşınmazın, kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, davalı adına tapu kaydının iptali ile davacıların miras payı oranında tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asil cevap dilekçesinde, 10 yıl hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın kayınvalidesi ...'dan miras yoluyla kendisine intikal ettiğini ve kendisinin 35 - 40 yıldır zilyetliğinde olduğunu, 50 yıldan sonra davacıların sunduğu senedin kötü niyetli olduğunu belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın öncesinin davacıların murisi ... ve davalının kayın validesi ... babası muris ... ... ait olduğu, davacıların dosyaya sunmuş olduğu 1968 tarihli satış senedinin geçerli olduğunun davalı beyanı ve tanık beyanları ile anlaşıldığı, davalı tarafından dava konusu yerin miras taksimi ile kayın validesi Nesibe'ye kaldığının ifade edildiği ancak tüm dosya kapsamında mirasın taksim edildiğinin tespit edilemediği, ... Kadastro Mahkemesi'nin 2007/635 Esas sayılı dosyasında Hakkı tarafından açılan davanın davalı ... tarafından kabul nedeniyle karara bağlandığı, bu dosyada Hakkı'nın kesin hak sahibi olduğunun da anlaşılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asil istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle, açılan davanın zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, davacıların ellerinde bulunan senetle 48 yıl sonra dava açtıklarını, dava konusu taşınmaz üzerinde zilyet olduklarını ispat edemediklerini, davacıların yurt dışında yaşadığını, dava konusu yeri kendinin 30 yoldan fazla süredir kullandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın öncesinin ... ... ait olduğunun doğrulandığını, bir kısım mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarından davacıların murisi ... ve ... ... arasında düzenlenen senetten haberlerinin olduğu, ...'ın ... gidip beş yıl kaldığı, burayı da davalının kayınvalidesi ...'a bıraktıkları, ... 'ın kocası ... ile bir dönem taşınmazı işlediği ve ektiği, daha sonra davalıya bırakıldığının anlaşıldığı, davacılar tarafından taşınmazın yazılı senet ile muris ... ... tarafından babaları ...'a bırakıldığı beyan edilmişse de tapusuz taşınmazların menkul mal hükmünde olup, mülkiyetinin teslim ile geçeceği ve zilyetlikle birleşmeyen sahipliğin hüküm doğurmayacağı, davacılar ve ortak murisleri ... 'ın hiçbir dönemde kullanımının olduğu iddia edilmediği, tanık beyanları ve mahalli bilirkişilerin de davacılar ve murisleri ...'ın kullanımına dair herhangi bir bilgilerinin olmadığı anlaşıldığından, davacılar lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davalı asilin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacıların kadastro çalışmaları sırasında bulunmaması nedeniyle dava konusu taşınmazın davalı adına tespit edildiğini, davacıların murisinin Almanya'da olduğu dönemde taşınmazlarını kullanması için yakınlarına verdiği ancak mülkiyeti devretmediği, davacıların dayandığı 1968 tarihli senette davalının kayın pederinin de imzası bulunduğu buna rağmen davalının dava konusu taşınmazın kayın validesi tarafından kendisine miras yoluyla intikal ettiği yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,

2.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

Düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.