"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili ... ilçesi, Deştiğin ... mahallesi, 227 ada 18 parselin davalıların murisi... adına kayıtlı olduğunu, ancak bu tespit ve tescilin hatalı yapıldığını, dava konusu taşınmazın müvekkilin kayınpederi ... ......’ye ait iken kadastro tespitinden yaklaşık 10 yıl önce müvekkiline bağışlanarak zilyetliğinin devredilmesi ile kendisine geçtiğini ve kendisi tarafından kullanıldığını, daha önce de ... ...... tarafından kullanıldığını, ... ......’nin zilyetliği de eklendiğinde kullanım süresinin 30 yıldan fazla olduğunu, tespitten geriye doğru 30 yıldan fazla bir süredir...’in kullanmadığını ve zilyet etmediğini, bu kişi adına yapılan tescil için yasada aranan koşulların bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalıların miras bırakanı... adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili ... adına tecilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın davacının murisi tarafından müvekkillerinin miras bırakanına 03.01.1970 tarihinde para karşılığı satıldığını, muris ile müvekkillerinin nizasız fasılasız 45 yıldır kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar tarafından cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu taşınmazı kayınpederi olan ... ......’nin kendisine altın karşılığı bağışladığını iddia etse de bu durumu ispatlayamadığı, taşınmazın kadastrodan önce tapuya kayıtlı olmadığı, tapusuz taşınmazlar taşınırlar gibi işlem gördüğünden bağışlanmasının zilyetliğin devri ile gerçekleşeceği, zilyetliğin geçişini ve davacının taşınmazı iktisap şeklini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, "İlk derece mahkemesi tarafından toplanan deliller, yapılan keşif, alınan tanık ve bilirkişi beyanları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın evveliyatının davacının kayınpederi ... ......'ye aidiyetinin sabit olduğunu, taşınmazın 1986 yılında ... ...... ve eşi tarafından gelinleri olan davacıya düğün hediyesi olarak bağışlandığını, zilyetlik şartların gerçekleştiğini" ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır."
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı, taşınmazı kadastro tespitinden önce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi gereğince iktisap ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın davalıların mirasbırakanı adına tespitinin yanlış olduğunu iddia etmiş ise de; bağışı ve zilyetliğin devrini ispat edemediğinden davacının davasının reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.