Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8020 E. 2023/2584 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tespit edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde davacıların zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki harman yeri olarak kullandıkları alan üzerinde, zilyetlik şartlarını oluşturacak şekilde ekonomik amaca yönelik bir zilyetliklerinin bulunmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadasro öncesi hukuki sebeplere dayalı Tapu İptali ve Tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden incelenmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, ... ili, ... İlçesi, ... ... köyü, ... Mahallesi mevkiinde 103 ada 34 parsel sayısı ile 'kargir samanlık ve bahçe' niteliğinde davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın doğuda 21 ve 33 parseller, güney ve batıda yola kadar uzanan yerler ile birlikte bir bütün halinde tescili talep hakkı doğuran sürenin çok ötesinde fasılasız ve nizasız malik sıfatı ile davacı ve murislerinin tasarruf ve zilyetliğinde iken davalı hazine adına tespit gören 35 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bırakıldığını ileri sürerek, kadastro tespiti sırasında 103 ada 35 parsel sayısında davalı Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edilen taşınmazdan söz konusu yerin tefriki ile bu yerin 103 ada 34 parsel sayısında davacı adına tespit gören taşınmaza ilave ve ithal edilmek suretiyle tapu kayıtlarının iptal ve tashihen tescilini, masraflar ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.01.2019 tarihli ve 2017/339 Esas, 2019/31 Karar sayılı kararı ile "keşifte yapılan gözlem, davacıların iddialarıyla aynı doğrultuda olan dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımları ve ayrıca tanık beyanlarıyla uyumluluk gösteren ziraat bilirkişileri tarafından tanzim olunan rapor içeriği (davalı Hazine adına tescil gören taşınmazın davacıların hak iddia ettiği 1887,35 m²lik kısmı ile kalan kısmın kullanım durumlarının farklılık gösterdiği hususu) göz önünde bulundurularak dava konusu Hazine adına tespit gören taşınmazın davacıların eskiden beri gelen zilyetlik ve tasarrufunda olduğu, onlar tarafından harman yeri olarak kullanılageldiği, söz konusu kadastro tespitinin hatalı olduğu ve gerçek zilyetlik ve mülkiyet durumunu yansıtmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli ve 2016/195 Esas, 2017/199 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 30.10.2017 tarihli ve 2017/947 Esas, 2017/983 Karar sayılı ilamında özetle; "komşu parsel tutanaklarının getirtilmeden, hava fotoğrafı uygulaması yapılmadan, zilyetlikle edinme koşulları tam olarak araştırılmadan ve taraf delilleri toplanmadan, deliller tam olarak değerlendirilmeden, eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulmasının, hükmün esasını etkileyecek nitelikte bulunduğu” hususlarına değinilerek, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararı kaldırılarak, davalı Hazinenin savunması ve istinaf itirazlarında ileri sürdüğü eksikliklerin tamamlanabilmesi ve bu hususta yeniden yargılama yapılabilmesi için dosyanın kararı veren mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 31.01.2019 tarihli ve 2017/339 E., 2019/31 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

Davacıların, muristen intikale taksim ve kazandırıcı zamanaşımına dayanarak tescil talep ettikleri ve eksik incelemeye dayalı hüküm verildiği sebepleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

F . Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2021 tarihli ve 2019/492 E., 2021/524 K. sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı taraf temyiz dilekçesinde özetle, davacının zilyetlik iddialarını ispat edemediğini, taşınmazın ham toprak vasfında olduğunu, kazanma şartların gerçekleşmediğini ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu(TMK)'nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3. Aynı Kanun'un 17. maddesi; Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilebileceği hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1.Dava konusu; ... ... köyü, köy yeri mevkiinde bulunan 103 ada 35 parsel, 10.768,17 m² miktarında, ham toprak vasfında, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup tarım arazisine dönüştürülmesi mümkün yerlerden olduğu açıklanarak, 01.09.2008 tarihinde Hazine adına tespiti yapılmış, tutanak itirazsız olarak 22.06.2009 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.

2. Davacılar tarafından kendi adlarına tescili istenen yer; 103 ada 35 parsel numaralı taşınmazın güney kısmında, davacıya ait 103 ada 34 numaralı "Kargir Samanlık ve Bahçesi" olarak tespit görmüş 130,06 m2 taşınmazın kuzey, doğu ve güney sınırlarında kalan, fen bilirkişilerinin krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1887,35 m² yüzölçümlü alan olup, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar davacıların ve muris babalarının bu alanda harman kaldırmak suretiyle taşınmazı kullandıklarını beyan etmişlerdir.

3. Bir taşınmaz malın, bir payının veya bir parçasının mülkiyetini zilyetlik yoluyla kazanmanın, TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesi hükümlerine göre belli şartların gerçekleşmesi halinde mümkün olabileceği görülmektedir.

4. Yapılan yargılamada ... Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararı sonrası; Harita Genel Komutanlığından temin edilmiş olan 1975, 1985, 1990 ve 2008 tarihli hava fotoğrafları harita ve fen bilirkişilerince kadastro paftası ölçeğinde dönüştürülerek, zeminde sabit olarak mevcut bulunan noktalar baz alınarak ayrı ayrı çakıştırılmış, dava konusu A ile gösterilen alan ile birlikte komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde ekli krokilerde gösterilmiştir. Bilirkişilerce A harfi ile gösterilen davaya konu yerin açıklık alana karşılık geldiği, hangi parselin kullanımına ait olduğuna dair bir yorum yapmanın mümkün olmadığı bildirilmiştir.

5. Dava dosyası içerisinde bulunan ziraat mühendisi bilirkişi kurulu raporunda; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarih belirlenmemiş olmakla birlikte fen bilirkişisinin krokisinde A harfi ile gösterilen 1.887,35 m² yüzölçümlü alanın evveliyatında harman yeri olarak kullanıldığı, "harman yeri" vasfında olduğu, "ham toprak" olarak tespit gördüğü, dava konusu alan üzerinde ekili ürün veya dikili ağaç bulunmadığı, halihazırda boz halde olduğu bildirilmiştir.

6. Zemindeki hali hazır durum, teknik bilirkişi raporları ve keşif esnasında çekilen UYAP ortamında mevcut renkli fotoğraflar ile birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın ekonomik anlamda zilyetlik edildiğine dair beyanlara itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davacıların çekişmeli taşınmazda kazanımı sağlayacak bir zilyetliğinin bulunmadığı değerlendirilmiştir.

7. Hal böyle olunca, kadastro çalışmaları sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup tarım arazisine dönüştürülmesi mümkün yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın özellikle makinalı tarıma geçilmeden önce ki yıllarda yılın belli zamanlarında harman yeri olarak tasarruf edilmiş olması imar-ihya ve ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılamayacağından, zilyetlerince bu yerin ekonomik amaca yönelik kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine zilyetlik koşullarının oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.