Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8191 E. 2022/3244 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işlem yoluyla devredilen taşınmazın, inanılan tarafından üçüncü kişilere devredilmesi üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, son alıcıların iyiniyetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davacıya ait olduğunu bilerek ve bedelini ödemeksizin devralan davalıların iyiniyet iddiasına itibar edilemeyeceği ve inançlı işlem ilişkisinin varlığının ispatlandığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA BATI 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/01/2020 tarihli, 2018/499 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 17/06/2021 tarihli, 2020/1162 Esas, 2021/1155 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 19/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ...geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 46097 ada 8 parseldeki A blok 11 nolu bağımsız bölümü güvendiği yakın komşusu olan davalı ...’a aralarında imzaladıkları sözleşme uyarınca iki ay sonra geri almak kaydıyla herhangi bir bedel almaksızın teminat amacıyla temlik ettiğini, davalı ...’ın taşınmazı temlik aldıktan bir gün sonra yakından tanığı diğer davalı ...’a, Abdulkaffar’ın da üç ay sonra, sürekli ve seri şekilde taşınmaz alım satımı yaptığı öteki davalı ...’a devrettiğini, davalı ...’ın taşınmazı ediniminin iyiniyetli olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., taşınmazı davacıya geri verecek iken birlikte iş yaptığı ve borçlu olduğu dava dışı ... adlı kişiye üç aylığına teminat amacıyla devrettiğini, ancak taşınmazın geri verilmediğini, diğer davalıları tanımadığını, davalı ... adına vekaleten işlem yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında taşınmazı iyiniyetle edindiğini, davacı ile diğer davalı ... arasındaki ilişkiden haberi olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ..., diğer davalılar arasındaki ilişkiyi bilmediğini, taşınmazı bedelini ödeyerek iyiniyetli olarak satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/01/2020 tarihli, 2018/499 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararıyla, inançlı işlem iddiasının sabit olduğu ancak davacı ve davalı ... arasında yapılan anlaşmayı diğer davalıların bildiklerine dair bir delilin mevcut olmadığı, bu nedenle tapu malikinin TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyi niyetli kazanımının korunması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hüküm sonucunda davalı ...’ın iyi niyetli bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı ...'ın 04/04/2019 tarihli duruşmadaki beyanları ile davalıların kötüniyetlerini açıkça ortaya koyduğunu, davalı ...’ın dava konusu taşınmazın bedelini ödediğini ispatlayamadığını, taşınmazı görmeden ve taşınmazın o tarihlerde belirlenebilecek değerinin çok altında bir rakamla satın almış olduğunu ayrıca davalı ... ile tanıklarının beyanlarının da çelişkili olduğunu, kendisi ile davalı ... arasındaki ilişkinin üçüncü kişilerce bilinmekte olduğunu çünkü davalı ... ile davalı ...’ın birbirlerini tanıdıklarını, buna ilişkin dosyada beyanlarının bulunduğunu ve bu beyanlarla davalılar arasındaki arkadaşlık ilişkisinin ortaya konulduğunu ve diğer hususlarla birlikte değerlendirildiğinde ise devir işleminin muvazaalı olduğunun ve davalıların kötüniyetli hareket ettiklerinin ispatlandığını ileri sürerek istinaf incelemesi talebinde bulunmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 17/06/2021 tarihli, 2020/1162 Esas, 2021/1155 Karar sayılı kararıyla, inançlı işlem iddiasının sabit olduğu, Gökhan dışındaki davalıların da taşınmazın davacıya ait olduğunu bilerek ve bedelini ödemeksizin taşınmazı devir aldıkları bu nedenle iyiniyet savunmalarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca davacının istinaf isteğinin kabulüne, yerel mahkemenin kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı ... vekili, ara malik konumunda olan davalı ...'a husumet yöneltilemeyeceğini, tapu kayıtlarında inanç sözleşmesine ilişkin kayıt ve belge olmadığını, taşınmazın bedeli ödenerek satın alınıp bedeli karşılığında diğer davalı ...'a satıldığını, davalının tapu siciline güvenen iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davalıların birbirlerini tanımasının muvazaanın ispatında tek başına yeterli olmadığını, beyanına itibar edilen tanık ...'in taşınmazın bedelinin ödendiğine ilişkin beyanının gözardı edildiğini, varsayıma dayalı değerlendirme yapıldığını, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı ... vekili, gerekçenin soyut, tahmin içeren ve hakkaniyetten uzak olduğunu, davalının taşınmazı 290.000,00 TL bedel ödeyerek iyiniyetle satın aldığını, davalının taşınmazı satın alırken taşınmaz üzerindeki ipotek bedelini ödeyip ipoteğin fekki yazısı aldığını, davalının taşınmazı satın almadan önce satıcı olan diğer davalı ...'ın taşınmazda kiracının oturduğunu kiracının şehir dışında olduğunu söylemesi nedeniyle aynı binada birbiri ile aynı olan alt katı gezip anlaşmaya vardıklarını,davalının tapuda satş işlemleri bittikten 10 gün sonra davacı ile görüştüklerinde dava konusu iddiaları öğrendiğini, taşınamzdan çıkmayan davacı aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, yapılan görüşmeler neticesinde davacı ile davalı arasında 17.12.2016 t.li satış protokolünün imzalandığını, davacı ile davalı ... arasındaki satışın rızaya dayalı olduğunu, neticede davacının kendisine verilen bononun tahsili yoluna gidebileceğini, bu hususun dikkate alınmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

TMK'nın 1023. maddesi "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." hükmünü havidir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalılardan alınmasına, aşağıda yazılı 17.931,38 TL’er bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 19/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.