"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2016/10229 Esas, 2019/4707 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... kasabası, ... Mahallesi, No:5 adresinde bulunan gerçek miktarı keşifte belirlenecek tahmini 232 m² yüzölçümündeki iki oda, bir mutfak, tuvalet, kışlık, kaya dam, kömürlük ve önü bahçe niteliğindeki taşınmazın murisi babasından intikalen yirmi yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olmasına karşın kadastro harici bırakılarak tapulanmadığını, oysa devamı niteliğindeki ahırın 672 parsel numarası ile tescil edildiğini belirterek, dava konusu taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili , dava konusu kaya damının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, ayrıca Afet Kanunu kapsamında afet bölgesi içeresinde yer aldığı gibi sit alanı içeresinde bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, davacıya Afet Kanunu'na göre yer tahsis edildiğini ancak başvuruda bulunmadığı için hak sahibi olamadığını, dava konusu taşınmazın sit alanında olup tescile elverişli olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.02.2013 tarihli ve 2011/109 Esas, 2013/84 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne , dava konusu ... ili,Merkez ,... Kasabası ... mevkiinde kain bilirkişi ... Türkkan tarafından düzenlenmiş 17.04.2012 tarihli rapor ve ekli krokide 1 ila 19 noktaları ile çevrili olan A, B, C, D, harfleri ve bahçe ibaresi ile gösterilen toplam 232,19 m2' lik ev ve bahçe cinsindeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.03.2014 tarihli ve 2014/4703 Esas, 2014/2577 Karar sayılı kararıyla;davalı Hazine vekilinin üzerinde bina bulunan ve 17.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bu kısımları bina yapılarak kullanıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının bu yapıların kayalar oyularak yapıldığını belirttikleri, bu şekildeki taşınmazların TMK'nın 715. maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalık niteliğindeki yerlerden olduğunun kabulü gerektiği, kazanmayı sağlayan zilyetlikle bir taşınmazın edinilebilmesi için her şeyden önce taşınmazın nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olması gerekmekte olup TMK'nın 715. maddesi kapsamında kalan kaya ve benzeri yerlerin oyulmak suretiyle mekan veya benzeri yerler haline getirilmesi ve bunların TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince zilyetlik, imar ve ihya yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığ, bu halde taşınmazın bu kısımları için davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırı olduğu, davalı Hazine vekilinin 17.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümünleri haricinde kalan ve bahçe olarak kullanıldığı belirtilen bölümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince; bu bölümler yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, eksik incelemeyle şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2016 tarihli ve 2014/438 Esas , 2016/154 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... ili, Merkez ... Kasabası, ... mevkiinde kain ...: ... tüf kayalık, Batısı: Yol, Kuzeyi: Yol, ...: Vadi ile çevrili 16.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda bahçe olarak gösterilen ve bilirkişiler Doç.Dr. ... ... ve Doç. Dr. ... ... tarafından düzenlenmiş 02.03.2016 havale tarihli raporda gösterilen 672 parselin doğusunda yer alan 137,82 m2' lik bahçe cinsindeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline ; dava konusu ... ili, Merkez ... Kasabası ... mevkiinde kain, 16.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide A, B, C ve D harfleriyle gösterilen yerlere ilişkin tescil isteminin reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2016/10229 Esas, 2019/4707 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığı, ne var ki, davalı Hazine vekili, 18.01.2016 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescilini talep ettiği halde, Hazinenin tescil talebi hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına ; hükme esas alınan bilirkişi raporunda “bahçe” rumuzu ile gösterilen bölüme yönelik temyize gelince ise Mahkemece, zilyetlikle iktisap koşulları oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmamakta olduğu, çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu alanın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup bu nitelikteki yerlere sadece ev yapmak veya avlu olarak kullanmanın imar-ihya sayılamayacağı, dosya kapsamında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından, çekişmeli taşınmaz bölümünün kayanın oyulması suretiyle meydana getirilen ev yerlerinin avlusu olarak kullanıldığı, eskiden bu yerde tuvalet bulunduğu, zaman zaman da arı kovanı koyulmak suretiyle kullanıldığının beyan edilmiş olmasına , zirai bilirkişi kurulu raporunda ise taşınmaz bölümü üzerinde bulunan 20 yaşın üzerindeki ağaçlardan, dikilip bakım yapılmak suretiyle yetiştirilen ağaç sayısının çok az sayıda olduğunun anlaşılmasına göre davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşıldığı gibi davacının sürdürdüğü zilyetliğin ekonomik amaca uygun zilyetlik niteliğinde de bulunmadığı, hal böyle olunca; bu bölüm yönünden de davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz oluduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2021 tarihli ve 2020/74 Esas , 2021/107 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine, dava konusu ... ili,Merkez ... Kasabası ... mevkiinde kain ...: ... tüf kayalık, Batısı: Yol, Kuzeyi: Yol, ...: Vadi ile çevrili 16.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda bahçe olarak gösterilen ve bilirkişiler Doç.Dr. ... ve Doç. Dr. ... ... tarafından düzenlenmiş 02.03.2016 havale tarihli raporda gösterilen 672 parselin doğusunda yer alan 137,82 m² 'lik bahçe cinsindeki taşınmazın davalı Hazine adına tapuya tesciline; dava konusu ... ili Merkez ... Kasabası ... mevkiinde kain, 16.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide A, B, C ve D harfleriyle gösterilen 94,34 m² yerlere ilişkin taşınmazın davalı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle ;dava konusu alanın tarafına muris babasından kaldığını , evvelinden ve kadimden beri ev ve müştemilatı olarak kullanıldığının dosya kapsamı itibariyle sabit olduğunu, dava konusu yer için her türlü belediye hizmeti sağlandığını, ruhsat verildiğini, kamusal nitelikli işlemler sırasında dahi ne Belediye ne Hazine ne de diğer komşu taşınmaz malikleri tarafından bir çekişme yaratılmadığını, gerek dava konusu ev gerekse de bahçeyi yıllardır kullanmakta olup zilyetlik şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”
3.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
4. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 715 ... maddesi; "Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz. Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait malların kazanılması, bakımı, korunması, işletilmesi ve kullanılması özel kanun hükümlerine tâbidir." hükümlerini düzenlemiştir.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR :
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına;
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.