"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis ve bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara, mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, 496, 4576, 4575, 4237 ve 2300 parsel sayılı taşınmazlar murisine aitken vekil marifetiyle davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, 4237 sayılı parselin ...'a aktarıldığını, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp iptal- tescil, olmadığı takdirde tenkis 4237 sayılı parselin bedelinin tahsili isteklerinde bulunmuş, yargılama aşamasında 2300 nolu parselin temlik edilmesi üzerine yeni malik davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
II.1.Davalı, açılan davayı kabul etmediklerini, husumet, zamanaşımı, hakdüşürücü süre itirazında bulunduğunu, davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinin açıklattırılması gerektiğini, taşınmazları bedellerini ödeyerek satın aldığını, murisin paraya ihtiyacı olduğunu ve bankadan kredi çektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
II.2.Davaya dahil edile ..., taşınmazı bedeli karşılığında davalı ...'den satın aldığını, davayı kabul etmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23/10/2014 tarihli ve 2012/306 E., 2014/338 K. sayılı kararıyla; temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 09/10/2017 tarihli ve 2015/3067 E., 2017/5143K. sayılı kararıyla; ‘’Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, daha önce dinlenen tanıklar tekrar çağrılıp yukarıdaki ilkeler uyarınca bilgilerin alınması, taşınmazların ...’e satılmasına rağmen kim tarafından kullanıldığının ve kira paralarının kim tarafından alındığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde araştırılması, mirasbırakanın gerçek irade ve amacı belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.’ gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 30/11/2020 tarihli ve 2018/90E., 2020/599 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ...'in TMK'nun 1023. maddesi gereğince iyiniyetli üçüncü kişi olduğu ve iyiniyetinin korunması gerektiği, aksinin davacılar tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili, mirasbırakan ...'ın tüm mirasçılarının dava da taraf olması gerektiğini, taraf teşkilinin sağlanmadığını, husumet, zamanaşım, hakdüşürücü süre itirazlarının devam ettiğini, gerçek bir satış yapıldığını, murisin gerçek irade ve amacının belirlenmediğini, noksan soruşturma ile yetinilerek karar verildiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 01.04.1974 tarihli ve 1974/1 E., 1974/2 K. sayılı kararı.
6.3. Değerlendirme
( IV/2. ) paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak (IV.3.) paragrafta belirtilen kararın verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 827,22 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.