Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8324 E. 2022/3262 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf tarafından, 1936 beyannamesinde kayıtlı olduğu iddia edilen taşınmazın mülkiyetinin vakfa ait olduğunun tespiti istemine karşı Hazine'nin, taşınmazın beyannamede kayıtlı olmadığı ve 5737 sayılı Kanun'un geçici maddeleri gereğince hak düşürücü sürelerin dolduğu itirazı üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1936 beyannamesinde kayıtlı olmadığı ve 5737 sayılı Kanun'un geçici 7. ve 11. maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşmediği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESPİT

Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle duruşma günü olarak saptanan 19/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ..... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat .......... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... Vakfı, zilyet ve tasarruf ettikleri 635 ada 6 sayılı taşınmazın Eşhası Hükmiye Cetvellerinde bildirildiği halde kadastro tespitinin ... Vakfı adına yapılması gerekirken Hazine adına tescil edildiğini, Hazine’nin anılan taşınmazı Kartal Belediye’sine satış suretiyle devrettiğini, Kartal Belediyesince yapılan tevhit ve ifraz işlemleri sonucu muhtelif parsellere dönüştüğünü ve oluşan yeni parsellerin de 3.kişilere satıldığını, tescillerin yolsuz olduğunu ileri sürerek, 6 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin Vakfına ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, anılan taşınmazın kadastro öncesi tapu kayıtlarında ve 1936 yılı beyannamesinde yer almadığını, eski vergi kaydında Ermeni Öksüz Kızlar Mektebi adına kayıtlı olduğunu, anılan vergi kaydının mülkiyet hakkı sağlamayacağını, 3402 sayılı kanun gereği hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/12/2015 tarihli ve 2014/301 E., 2015/443 K. sayılı kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları ile hükme yeterli bulunan bilirkişi heyeti raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vakıf tarafından verilmiş bulunan beyannamede Kartal Sığıryolu nam mahalde 42 sıra nolu harap köşkü müştemil bir dönüm tarla olarak belirtilmesine rağmen dava konusu eski 635 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 20.05.1947 tarihinde “Tarla" vasfı ile 4642,00 m2 olarak Maliye Hâzinesi adına 1091 sayfaya tescil edilmiş olduğundan davacı vakfın dava konusu eski 635 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tamamı için değil vakfın beyannamesinde belirtilen bir dönüm tarla için mülkiyetin tespiti talebinde bulunabileceği, İstanbul ili, Kartal ilçesi, Yukarı Mahalle, 51 pafta, 635 ada, 6 parsel sayılı 4642 m2 miktarlı tapu kaydının sabit olan sınırlarında değişiklik olmadığı çevre parselleriyle sınır ihtilafının da bulunmadığı gerekçesiyle taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacı Halıcıoğlu Meryem Ana Surp Astvazazin Ermeni Kilisesi ve Kalfayan Yetimhanesi Vakfı'na ait olduğunun tespiti suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 02/10/2019 tarihli ve 2016/10375 E., 2019/4960 K. sayılı ilamı ile "...Somut olaya yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında bakıldığında; 5737 Sayılı Kanunun geçici 7. maddesinde belirtilen koşulların hiç birisi gerçekleşmediği gibi, geçici 11. maddesinde aranan 1936 beyannamesinde kayıtlı olma koşulunun da gerçekleşmediği kuşkusuzdur. Kaldı ki taşınmazın 1936 beyannamesinde kayıtlı olmadığı hususu davacının da kabulündedir. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi 09/02/2021 tarihli ve 2020/128 E., 2021/61 K. sayılı kararıyla; dosyadaki bilgi ve belgeler, yargıtay ilamı, toplanan deliller, tapu kaydı, kroki, imar durumu, işlem dosyası, mahallinde yapılan keşif, bilirkişilerin raporu ve tüm dosya kapsamından; 5373 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinde belirtilen koşulların hiç birisi gerçekleşmediği gibi geçici 11. maddesinde aranan 1936 beyannamesinde kayıtlı olma koşulunun da gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1936 beyannamesinde yer aldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve hukuki mütalaanın da bu iddialarını desteklediğini, 5737 sayılı Kanun'un 11. madde koşullarının gerçekleştiğini, kadastro çalışmaları ve sonrasında yapılan işlemlerin gerçeği yansıtmadığını, tescillerin yolsuz olduğunu, işbu davanın mülkiyetin tespiti davası olduğu nazara alınarak, davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken hukuka aykırı olarak nisbi vekalet ücreti takdir edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 5737 sayılı Yasa'ya dayalı olarak taşınmazın vakfa aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 5737 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi "... vakıflarının;

a) 1936 Beyannamelerinde kayıtlı olup, halen tasarruflarında bulunan nam-ı müstear veya nam-ı mevhumlar adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlar,

b) 1936 Beyannamesinden sonra ... vakıfları tarafından satın alınmış veya ... vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle halen; Hazine veya Genel Müdürlük ya da vasiyet edenler veya bağışlayanlar adına tapuda kayıtlı olan taşınmazlar, tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onsekiz ay içinde müracaat edilmesi halinde, Meclisin olumlu kararından sonra, ilgili tapu sicil müdürlüklerince ... vakıfları adına tescilleri yapılır" şeklinde olup;

Geçici 11. maddesi de, " ... vakıflarının;

a) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup malik hanesi açık olan taşınmazları,

b) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamulaştırma, satış ve trampa dışındaki nedenlerle Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediye ve il özel idaresi adına kayıtlı taşınmazları,

c) 1936 Beyannamesinde kayıtlı olup kamu kurumları adına tescilli olan mezarlıkları ve çeşmeleri, tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren oniki ay içinde müracaat edilmesi halinde, Meclisin olumlu kararından sonra, ilgili tapu sicil müdürlüklerince ... vakıfları adına tescil edilir. ... vakıfları tarafından satın alınmış veya ... vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde, mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Genel Müdürlük adına tapuda kayıt edilen taşınmazlardan üçüncü şahıslar adına kayıtlı olanların Maliye Bakanlığınca tespit edilen rayiç değeri Hazine veya Genel Müdürlük tarafından ödenir " şeklindedir.

6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323/1-ğ bendine göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince taktir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında olup yine aynı Yasa'nın yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 326/1. maddesinde “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgeler ile özellikle (IV-2) no.lu paragrafta yer verilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine.

6.3.2. Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Somut olayda, dava konusu taşınmazın değeri keşfen 18.568.000.00 TL olarak belirlenmiş olup, davanın reddi nedeniyle davalı lehine bu miktar üzerinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 270.430,00 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

6.3.3. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi hükmü gereğidir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1-Davacının işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının REDDİNE.

2. Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulüyle, hükmün 3. bendi hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak “ karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarı Ücret Tarifesi gereğince davalı vekili için takdir olunan 270.430,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın talep haline temyiz edene iadesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.