Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8363 E. 2023/3433 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerinde 70 yıldır zilyetliklerini korudukları ve bu zilyetliğin yasal koşulları sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Kısmen Kabul - Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/610 E., 2019/665 K.

Taraflar arasındaki zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 109 ada 64 parsel sayılı taşınmazın 29,5 dönüm olduğunu, 2011 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında bu parsel içinde kalması gereken 11 dönümlük kısmın 109 ada 104 parsel numarasıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu edilen 11 dönümlük kısmın davacılara dedesi ve babasından miras yoluyla intikal ettiğini, 50-60 yıldır davacıların tasarrufunda olduğunu ileri sürerek, 109 ada 104 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescil edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile fen bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen taşınmazın, evveliyatının 1950’li yıllarda bağ olarak kullanıldığı ve taşınmazın bağ niteliğinde olduğu, bölgede yapılan tapulama çalışmalarının 26.10.2011 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın üzerinde bulunan bağların zamanla kuruduğu ve taşınmazın uzunca bir zaman 1970, 1980 ve 1990'lı yıllarda tarla olarak kullanıldığı, taşınmazın 2000’li yıllardan itibaren zeminine bağ çubukları dikilmeye başlandığı ve taşınmazın tekrar bağ vasfına getirildiği, taşınmazın eylemli haliyle de kapama bağ vasfında olduğu taşınmazın bağ-bahçe ve tarla olarak kullanımın aralıksız olarak devam ettiğinin bilirkişi raporlarından tespit edildiği, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından da, A harfi ile gösterilen dava konusu taşınmazın çok uzun zaman önce davacıların dedesi tarafından kullanıldığı, ondan davacıların babasına intikal ettiği, davacıların babasının ise davacılara hibe ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle A harfi ile gösterilen taşınmaz yönünden davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen ve davacı tarafça kullanımı ispat edilemeyen taşınmaz yönünden ise talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacılar lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazda davacıların kesintisiz zilyetliği bulunmadığını, üzerindeki ağaçların 20 yaşından küçük olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişme konusu taşınmazın yörede 2011 yılında yapılan tesis kadastro çalışmasında "ham toprak" vasfı ile Hazine adına tespit gördüğü, orman bilirkişi raporuna göre 1952, 1985, 1999 tarihli hava fotoğraflarında sınırları belirgin ve bağ olarak kullanıldığı ve ekili olduğunun görüldüğü, orman sayılmayan alanlardan olduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde yaşları 4 ila 35 arasında değişen değişik cins meyve ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın imar ihya edilerek 65-70 yıldır tarımsal faaliyette kullanıldığı, tespit tarihine kadar zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğu bu nedenlerle Mahkeme kabul kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacıların dava konusu taşınmazda kesintisiz zilyetliği bulunmadığını, taşınmazda bulunan ağaçların 20 yaşından küçük olduğunu, taşınmazın imar ihya edilmediğini, tüm bu nedenlerle zilyetlikle kazanım şartları oluşmadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,

2.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

Düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.