"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava için hüküm verilmesine yer olmadığına, birleştirilen dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili asıl davada, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 118 ada 3 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin tapuda açık görüldüğünü, taşınmazın niteliği itibariyle Hazineye ait taşınmazlardan olduğunu açıklayarak, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, 16.07.2014 tarihli duruşmada, taşınmazın asli müdahil vakıf adına yapılan tescilin iptal edilerek,taşınmazın müvekkili Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dosyada davacı vekili, ... ilçesi, ... ... Mahallesi 118 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında müvekkili Vakıf lehine icareteyn şerhi bulunduğunu, taşınmazın kadastro tespitinde malik hanesinin boş bırakıldığını, taşınmazın sahibinin müvekkili Vakıf olduğunu açıklayarak, taşınmazın müvekkili Vakıf adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil Vakıf vekili, taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun geçici 11. maddesi uyarınca müvekkili vakıf adına 24.04.2013 tarihinde tescil edildiğini beyanla, açılmış bulunan her iki davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili birleştirilen davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece asıl davanın malik hanesi boş olan taşınmazın Hazine adına tescili, birleştirilen davanın tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, yargılama devam ederken Vakıflar Genel Müdürlüğü ... 2. Bölge Müdürlüğü tarafından 04/07/2013 tarihli yazısı uyarınca Vakıf Meclisi tarafından alınan karar ile taşınmazın ilk sahibinin Teb'a-i Devlet-i Aliye'nin ... Milletinden Kürkçü İlya veledi Hiristo olduğu, daha sonra bir müddet taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığı, ancak alınan Meclis kararı ile yeniden asli müdahil Vakıf adına tescilin uygun olduğu şeklinde karar alınması ve tapu kaydının incelenmesi sonucu da, 22/04/2013 tarihinde adına tescil edilmesi nedeniyle malik hanesinin doldurulmasından dolayı asıl dava için hüküm verilmesine yer olmadığına, birleştirilen dava yönünden ise, taşınmazın ilk sahibinin bahsi geçen cemaat olması, davacı ... tarafından taşınmazın kullanıldığına ilişkin hiç bir delile rastlanılmaması nedeniyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Birleştirilen dosyada davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Birleştirilen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davaya konu taşınmazın tapu kütüğünde bulunan nev’i hanesine müvekkili lehine icareteyn şerhi olduğunu, icareteynli ya da mukataalı taşınmazların malikinin mutasarrıfı olmayıp, vakıf tüzel kişiliği olduğunu, vakıf malı olan taşınmazların, mutasarrıflarının mirasçı bırakmadan ölmeleri halinde mahlulen vakfına dönmelerinin asıl olduğuna ilişkin Yargıtay içtihatları bulunduğunu, dava konusu taşınmazın gerçek sahibinin müvekkili vakıf olup vakıf adına tescilinin yasa gereği olduğunu, Mahkemece eksik ve hatalı değerlendirme sonucu karar verilmiş olduğundan Mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya arasına alınan ... 15. İdare Mahkemesinin 2012/1162 Esas, 2013/1751 Karar sayılı kararının incelenmesinde, davacı ........... Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine, Maryakop Ermeni Kilisesi Vakfının 18.07.1973 tarihli Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare Meclisi kararı ile mazbut vakıflar arasına alınmasına ilişkin işlemin iptali talepli olup yapılan yargılama sonucunda davacı Vakfın, dava konusu işlemde bahsi geçen vakıf olmaması nedeniyle davayı açmakta menfaati ve ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile ehliyet yönünden davanın reddine karar verildiği, kararın Danıştay Onuncu Dairesinin 2014/2813 Esas-2014/7730 Karar sayılı 15/12/2014 tarihli kararı ile onanmasına karar verildiği,
Birleştirilen dava Vakıflar Kanunu'na dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın kaydında geçen vakıf ile birleştirilen dosyada davacı Vakfın aynı vakıf olmadığının İdare Mahkemesi kararı ile belirlendiğine, taşınmazın 5737 sayılı Kanun'un geçici 11. maddesine istinaden asli müdahil Vakıf adına tescil edildiğine, birleştirilen dosyada davacı tarafından dayanılan Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi koşullarının da davacı yararına oluşmadığına göre Mahkemece verilen ret kararında bir isabetsizlik görülmediği, istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonucunda kamu düzenine ilişkin bir husus da bulunmadığı gerekçesiyle birleştirilen davada davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı Maryokop Vakfı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, Anayasa Mahkemesinin 01.10.01 tarihli ve 30905 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 12.09.2019 tarihli ve 2016/14982 numaralı bireysel başvuru kararında müvekkili vakfın Anayasa'nın 36.maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılanma yapılması için dosyanın ... 15. İdare Mahkemesine gönderilmesine hükmedildiğini, AYM kararı gereğince idari yargıda yeniden yargılaması yapılacak olan işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talepli dava dosyası kesinleşmeden adli yargı makamlarınca herhangi bir karar verilmesinin hukuk aykırı olacağını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.5737 sayılı Kanunu’nun 17. maddesinde; “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.”
2. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2020/(13)3-247 Esas, 2021/692 Karar).
3.. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (KURU, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I., ... 2001, s. 1157 vd.). Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek Mahkemece gerekse Yargıtay tarafından tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
3. Değerlendirme
1. Dava konusu 118 ada 3 no.lu parselin tapu kayıtlarının incelenmesinde dava açıldığı tarihte malik hanesinin açık olduğu, beyanlar hanesinde Maryakop Vakfından icareli şerhinin bulunduğu, yargılama devam ederken taşınmazın 22.04.2013 tarihli tescil edilmeyen mülkiyet kayıtlarının yeniden tescili işlemi ile ... ... İlya ... Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı adına tescil edildiği, kadastro tutanağına göre taşınmazın 82,00 m2 yüz ölçümü ile ... ... Mahallesi, ... ve ...118 ada 3 no.lu parsel olarak ölçülüp tutanakta ... ... İliya ... Kilisesi ve Mektebi Vakfı beyanının yer aldığı, Eshası Hükmiye Kanunu'na göre tapuya 1328'de verilen defterin 8. sıra numarasında bulunduğu ve vergilerinin verilmesi suretiyle taşınmazın kilisenin fiili tasarrufunda bulunduğu belirtilerek kilise adına tescilinin istendiği, Kadastro Komisyonunca taşınmazın Patrikhane tarafından Mülga Defteri Hakaniye tapuya verilmiş olan deftere kayıtlı olup olmadığı tespit edildikten sonra neticeye göre maliki tayin edilmek üzere şimdilik malik hanesi açık bırakılmak suretiyle Tapu Müdürlüğüne devrine karar verildiği anlaşılmıştır.
2. Vakıflar Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğünün 04.07.2013 tarihli cevabi yazısında; dava konusu taşınmazın 5737 sayılı Kanun'un geçici 11. maddesi uyarınca ... ... İlya ... Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı tarafından yapılan tescil talebinin yerinde bulunması nedeniyle Vakıflar Meclisinin 22.01.2013 tarihli 17/43 sayılı kararı uyarınca tapuda işlem yapılmak üzere Cemaat Vakfına yetki belgesi verildiğinin bildirildiği, alınan yetki belgesi ile taşınmaz 22.04.2013 tarihinde asli müdahil vakıf adına tescil edilmiştir.
3. Birleştirilen davada; Mahkemece; taşınmazın ilk sahibinin adına tescil yapılan ... İlya ... Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı olması, davacı ... tarafından taşınmazın kullanıldığına ilişkin hiç bir delile rastlanılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; karar verilmeden önce yargılama sırasında taşınmaz adına tescil edilen ... İlya ....Vakfına husumetin yöneltilmesi, taraf teşkili bu suretle sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilip, delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleştirilen davada dava vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine,
05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dava, malik hanesi boş bırakılan taşınmazın tapusunun iptali ve tescile ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, sayın çoğunluk tarafından yukarıda açıklanan gerekçeyle karar bozulmuştur.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, davalısı Hazine olan böyle bir davada, yargılama sırasında malik hanesi idari yoldan doldurulmuş, malik belli olmuşsa 6100 sayılı HMKnın 125/1. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
Bilindiği üzere malik hanesi boş olan taşınmazın da zilyetlikten tescilini istemek mümkündür. Bu durumda ... Medeni Kanunu'nun 713/3. maddesi gereği davalı yasal olarak Hazinedir.
Somut olayda birleşen davanın davacısı Hazineyi davalı göstermiştir. Yargılama sırasında taşınmazın maliki belirlenip, adına tescil edildiğine göre malik değişmiştir. Hal böyle olunca HMK'nın 125/1. maddesi uygulanmak suretiyle taraf teşkili sağlanması gerekirken, malikin davaya dahil edilmesi yoluyla taraf teşkilinin sağlanmasının doğru olmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluğun bu gerekçesine katılmıyorum.