"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 18.09.2017
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(...) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/368 E., 2020/598 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davacının malik olduğu 134 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının hatalı tespit ve tescil edildiğini, davacının taşınmazın bir kısmının komşu 134 ada 3, 4 ve 49 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığını ileri sürerek keşifte belirlenecek bu kısımların tapu kaydının iptali ile 134 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ... ... cevap dilekçesinde, aradaki sınırın eskiden beri belli ve aynı olduğunu, iki taşınmaz arasındaki sınırın patika yol ve taş duvar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve müşterekleri cevap dilekçesinde, hak düşürücü sürenin geçtiğini, mahkemenin görevli olmadığını, dava dilekçesinin açık olmadığını hangi parselde kaç metrekare yer istenildiği ve neye dayanıldığı davacıya açıklattırılması gerektiği, kadastro çalışmalarından davacının haberdar olduğunu ve herhangi bir itirazının olmadığını, fiili kullanımın hiç değişmediğini sınırların sabit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahallinde icra edilen keşif sırasında taraflarca sınırların ayrı ayrı gösterildiğini ve bu sınırların bilirkişilerce referans noktası olarak ele alındığını, keşif sırasında hazır bulunan davacının babası ...'in gösterdiği sınırlar ile davalı ...'in gösterdiği sınırların birbirleriyle uyumlu olduğunu ve birebir örtüştüğünü, ihtilafın çözümünde önem arz eden bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, davacı ve davalılara ait taşınmazların öncesinde davalı ...'e ait olması sebebiyle taşınmazlar arasındaki sınırlar hakkında kendisinin bilgi ve görgüsünün bulunduğunu, dolayısıyla beyanlarının doğru ve itibar edilebilir olduğunu, keşifte dinlenen davalı tanıklarının ise hem otuz yıl öncesinde hem de kısa süreliğine yarıcılık yaptıklarını, hal böyle olunca da taşınmazların sınırlarının hafızalarında kalmasının ve sağlıklı bilgi vermelerinin beklenilemeyeceğini, taşınmazlarda yarıcılık yapmış olmalarının taşınmazların sınırları konusunda bilgi ve görgü sahibi oldukları anlamına gelmeyeceğini, öte yandan bu kişilerin tanıklık yaptıkları kişiyle aralarındaki menfaat bağı nedeniyle onun aleyhine beyanda bulunamayacaklarını, dolayısıyla keşifte dinlenen her iki davalı tanığının beyanlarının dikkate alınabilir bir nitelik taşımadığını, taşınmazlar üzerindeki duvarın da belirleyici sınır özelliğinin bulunmadığını, zira yörede arazi üzerine inşa edilen duvarların genellikle toprak kaymasını ve heyelanı engellemek amacıyla yapıldıklarını, yörenin iklim ve toprak yapısı dikkate alındığında bu tip uygulamaların yaygın şekilde görüldüğünü, dolayısıyla duvarın sınır teşkil etmediğini, ne var ki bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, mahkemenin çekişmeli taşınmazlar başında inceleme yaparak komşu parsellerin maliklerini dinlemesi gerektiğini, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu edilen ve müvekkili davacıya ait taşınmaza eklenmesi gereken kısımların ayrıntılı şekilde ve ayrı ayrı olarak gösterildiğini, yerel mahkemece davacının babası ... ile davalı ...'in gösterdiği sınırları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararın gerekçesinde tanıkların aynı sınırları gösterdikleri belirtilmiş ise de bunun doğru olmadığını, zira tanıkların aynı sabit sınırları göstermediklerini, davacı tanığı sıfatıyla ifadesi alınan ...'in beyanlarına ve gösterdiği sınırlara itibar edilmesi gerektiğini, zira dava dilekçesinde tanık delilline dayanıldığını ve tanık ...'in keşif esnasında hazır edildiğini, dolayısıyla davacı tarafın tanık listesi sunmadığı şeklindeki mahkemenin değerlendirmenin hatalı olduğunu, süresi içerisinde tanık listesi sunulmamasına rağmen keşif esnasında hazır edilen tanıkların dinlenmesi ve sonucuna göre de karar verilmesi gerektiğini, Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davalı ... ile davacı tanığı ...'in aynı sınırları gösterdiklerini, taşınmazların önceki maliki olması sebebiyle sınırları hakkında bilgi ve görgüsü olan davalı ...'nin beyanlarının doğru ve itibar edilebilir kabul edilmesi gerektiğini, yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeler yapıldığını beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, İlk Derece Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı ... Medeni Kanununun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere uygun olup, keşfe katılarak dava konusu yerleri gösteren davacının babası ...’in beyanları, tanık sıfatı ile dinlenmediğinden hükme esas alınamayacağından, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120.60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.