Logo

1. Hukuk Dairesi2021/88 E. 2022/306 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışının mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlem olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmazı devrederken gerçek iradesinin satış olduğunu, mirasçılardan mal kaçırma kastının bulunmadığı ve davalının mirasbırakana bakmasının semen yerine geçtiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ... ...'in 2352 ada, 2 parsel sayılı taşınmazdaki 39 no.lu bağımsız bölümü, 16/12/1998 tarihli satış akdi ile oğlu olan davalıya devrettiğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan kaydın miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, mirasbırakanın bakım ve gözetimini kendisinin yaptığını, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşıladığını, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/05/2018 tarihli ve 2015/274 E., 2018/267 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın bakımı ve gözetimi ile davalı ve eşinin ilgilendiği, temlikteki asıl amacın minnet duygusu olduğu, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının mirasbırakana satış bedeli ödemediğini, mirasbırakan ile davalı arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi de imzalanmadığını, mirasbırakanın temlik tarihinde bakıma ve ekonomik olarak satışa ihtiyacı olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli ve 2018/1621 E., 2020/1136 K., sayılı kararıyla; temlikin minnet duygusu sonucu yapıldığı, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, bakımın semen yerine geçtiği, davalıya temlik edilen dava konusu taşınmaz dışında mirasbırakanın terekesinde başka taşınmazların da bulunduğu, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; devir tarihinde 70 yaşında ve emekli olan mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığını, davalının savunmasını kanıtlayamadığını, davalının mirasbırakan ile ilgilendiği kabul edilse dahi bunun davalının evlatlık görevi olduğunu, davacının tüm birikimlerini kendi kazanımları ile elde ettiğini, davalının ise mirasbırakanın himayesinde para biriktirmek amacı ile mirasbırakan ile birlikte yaşadığını, davalının baskısı ile taşınmazın temlik edildiğini, davacı ile eşinin de mirasbırakana karşı bir evlat olarak kanuni ve ahlaki bütün vazifelerini ifa ettiklerini, temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunun açık olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (V.3) no'lu paragrafta belirtilen yasal ve hukuki gerekçeye göre (III.) no'lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile (IV./3.) no'lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekilleri için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.