"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen başvurunun esastan reddine ilişkin karar süresi içinde davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 25.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ...′nin davaya konu 4 parça taşınmazını o tarihte kızı ...′nın kocası olan davalı ...′e satış gösterip aslında bedelsiz devrettiğini, bu hususun mirasbırakan tarafından düzenlenen vasiyetnamede de belirtildiğini ileri sürerek muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazları gerçek bedelinden fazlasını ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2017/267 Esas, 2019/146 Karar sayılı kararında; davacı tarafın mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini kanıtlayamadığı, aksine davalı tarafın delillerinden, taşınmazların bedeli ödenerek alındığı, davalının alım gücünün bulunduğu, mirasbırakanın satıştan sonra evinin üstüne kat çıktığı, davacı ile de arasının iyi olduğu, davacıdan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin de tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25/12/2020 tarihli ve 2019/1469 Esas, 2020/995 Karar sayılı kararında; mirasbırakanın mal kaçırma kastı kapsamında değerlendirilebilecek bir nedeninin olmadığı, başka taşınmazlarının da bulunduğu, davalının mirasbırakanın mirasçısı olmayıp eski damadı olduğu, taşınmazların bedellerinin ödendiğine ilişkin tanık beyanları da birlikte değerlendirildiğinde muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, dava süresince ileri sürdüğü iddialarını tekrarlayarak ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun(TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriği, toplanan deliller ve yukarıda değinilen ilkeler karşısında, kararın (IV/3) no.lu bendinde belirtilen gerekçe ile Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, dava değeri üzerinden davalı taraf yararına 60.462,07 TL vekalet ücretine hükmedilmesi yerine 95.937,54 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle:
VI.I. Davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının reddine.
VI.2. Vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2017/267 Esas, 2019/146 Karar sayılı kararının hüküm kısmının vekalet ücreti ile ilgili 4. bendindeki ″95.937,54-TL″ ibaresinin ″60.462,07 TL″ olarak düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle 6110 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
VI.3. Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine; gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, 25/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.