Logo

1. Hukuk Dairesi2021/971 E. 2021/6201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarını satış yoluyla davalıya devretmesinin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaası davalarında dava değerinin her bir mirasçının payına isabet eden değerden hesaplanması gerektiği ve bazı mirasçıların payına isabet eden değerin temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle bu mirasçıların temyiz taleplerinin reddine, diğer mirasçılar yönünden ise delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmaması ve hükmün usul ve yasaya uygun olması gözetilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakanları ...'ın 552 ve 923 parsel sayılı taşınmazlarını 05.11.2014 tarihinde satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'a devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlarını satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada asıl davada davacılardan ... davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, mirasbırakan babasının borçları nedeniyle taşınmazlarını sattığını ve kendisinin bedeli karşılığında satın aldığını, babasının tüm ihtiyaçları ile kendisinin ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, asıl davada davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden; mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine; işin esasına ilişkin verilen kararın doğru olduğu, ancak asıl dava yönünden nispi karar ve ilam harcının eksik hesaplandığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm harç bakımından düzeltilerek asıl davada davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Karar, asıl ve birleştirilen davalarda davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.

Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Somut olayda, dava konusu taşınmazların dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değerleri toplamı 979.279,00 TL olup, asıl davada davacı ...'ın ve birleştirilen 2018/167 Esas sayılı davada davacı ...'ın 3/66'şar miras paylarına isabet eden değer 44.512,68 TL; birleştirilen 2018/166 Esas sayılı davada davacı ... ile birleştirilen 2018/209 Esas sayılı davada davacılar ...'ın 2/66'şar miras paylarına isabet eden değer 29.675,12 TL olmakla; anılan değerlerin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği açıktır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden asıl davada davacı ..., birleştirilen 2018/167 Esas sayılı davada davacı ..., birleştirilen 2018/166 Esas sayılı davada davacı ... ile birleştirilen 2018/209 Esas sayılı davada davacılar ... yönünden asıl ve birleştirilen davalarda davalı vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,

Asıl davada davacılar ... ile birleştirilen 2018/174 Esas sayılı dava bakımından temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; asıl davada davacılar ... ve birleştirilen 2018/174 Esas sayılı dava yönünden davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 24.325,32 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.