"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1435 E., 2020/189 K.
DAVA TARİHİ : 22.09.2014
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/152 E., 2017/147 K.
Taraflar arasındaki tescil ve tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Çankırı İli, Orta İlçesi, ...Köyü çalışma alanında bulunan 158 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadimden beri davacının ataları tarafından özel mülk olarak kullanıldığını, taşınmaz üzerinde ataları tarafından yapılmış avlu, duvar, samanlık bulunduğunu, bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtları bulunmadığını, kadastro sırasında dinlenen bilirkişilerin davacıyla husumetli olması nedeniyle taşınmazın mera olarak tescil edildiğini, taşınmaza komşu olup Hazine adına tespit edilen 158 ada 2 parselin davacı tarafından 04.11.2010 tarihinde satın alındığını ileri sürerek kadim mera olmayıp atalarından beri kullanılagelen bu yerin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, Mera Kanunu’nun 21inci maddesine göre tahsis kararlarında belirtilen haklara karşı tahsisin kesinleşmesinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin bulunduğunu, meraların özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava konusu yeri 3-4 yıldır malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığı, kadastro tespitinden önceki zaman içerisinde davacının zilyetliğinin bulunmadığı, davacının Hazine malına haksız olarak el atmasının ona mülkiyet hakkını kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, sadece keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin birkaçının beyanı ile hüküm kurulduğunu, oysa taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşının mahalli bilirkişileri yalanladığını, davacı tanıklarının davacının iddialarını desteklediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıya ait 2 parsel sayılı taşınmazın dayanak kaydının doğu ve kuzey hudutlarının mera okuduğu ve bu hudutta mera nitelikli dava konusu 16 parsel sayılı taşınmazın yer aldığı, bu nedenle 16 parsel içerisindeki taşınmaz bölümünün meradan açıldığının kabulünün zorunlu olduğu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin de dava konusu taşınmaz bölümünün 3-5 yıldır davacı tarafından kullanıldığını, esasında mera olarak bilindiğini açıkladıkları, bu nedenle Mahkemece verilen ret kararının isabetli olduğu, meraların kullanım hakkının ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine, mülkiyetinin ise Hazineye ait olması nedeniyle husumetin Hazine ile birlikte kullanma hakkına sahip ilgili kamu tüzel kişiliğine de yöneltilmesi zorunlu olup Mahkemece bu eksiklik yerine getirilmemiş ise de varılan sonuç itibariyle bu hususun eleştirilmekle yetinildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esatan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerindeki yapıların yaşlarının incelenmesi halinde taşınmazın uzun süredir kullanıldığının açığa çıkacağını, kadastro tespiti sırasında husumetli bilirkişilerin hatalı beyanda bulunduğunu, keşif sırasında da hatalı beyanların tekrarlandığını, Mahkemece bu beyanların hükme esas alınmasının doğru olmadığını, tanık beyanlarının iddialarını desteklediğini, davacının imar affından da yararlandığını, ağaçların yaşlarının dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kısmen tapusuz taşınmazın tescili, kısmen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali- tescil isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu 158 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadimden beri ve halen ...Köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı, zemin durumunun da bu vasıfta olduğu açıklanarak mera niteliği ile 44.571,09 m2 yüzölçümüyle kamu orta malı olarak sınırlandırıldığı, tespitin itirazsız olarak 27.07.2007 tarihinde kesinleştiği, 20.04.2017 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün paftasında yol olarak gösterildiği, davanın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olduğu anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.