Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1495 E. 2022/4837 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın satış yoluyla yaptığı temlikin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının, satış bedelinin taşınmazın gerçek değeriyle arasındaki farkın, tarafların alım güçlerinin ve mirasbırakan ile taraflar arasındaki beşeri ilişkilerin muvazaayı ispatlayacak şekilde ortaya konulamadığı değerlendirilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: GEBZE 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 05/01/2022 tarihli ve 2021/1432 Esas - 2022/13 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'un maliki olduğu 10236 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle davalıların murisleri ... ve ...'a temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, muris ...'un dava konusu taşınmazı oğulları ... ve ...'a 3000 TL bedelle sattığını, ...'un ise bedelini ödeyip söz konusu taşınmazı ...'dan satın aldığını, davanın ... mirasçıları yönünden usulden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın satışında herhangi muvazaalı bir işlem olmadığını, müteveffa ...'un başkaca taşınmazlarını satarak kızlarına pay ettiğini, dava konusu taşınmazı 1962 yılından beri kendilerinin( davalıların) kullandığını, dava konusu arazide bulunan muhdesatın ve taşınmaz üzerinde bulunan binaların kendilerine ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli ve 2019/147 E., 2021/48 K. sayılı kararıyla; tanık ...'nin murisi tanımadığı, tanık ..., ..., ... ve ...'nın beyanlarının duyumdan ibaret olduğu, tanıklar ..., ..., ... ve ...'nün murisin taşınmazı satmaya ihtiyacı olup olmadığı yönünde herhangi bir beyanda bulunmadıkları, tanık Havva Arısoy'un beyanına göre muris ...'un taşınmaz satmasını gerektiren haklı bir nedenin olmadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

Davacılar vekili, murisin terekesinden para çıkmadığını, mal satmaya ihtiyacı olmadığını, murisin mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinin ispatlandığını, alıcıların satış bedelini ödediğini kabul etmemekle birlikte satış tarihi itibariyle 29 yaşında olan ...'un ve 24 yaşında olan ...'un devir tarihi itibariyle beyan edilen iş yerinde çalışıp çalışmadığının mahkeme tarafından söz konusu iş yerinden sorulmadığını, verilen maaşın devralanın çalışma süresince taşınmazı devralmaya yeterli olup olmadığı ile yaşlarının taşınmaz satın almak için gerekli birikimi yapmaya yeterli olup olmadığının Mahkeme tarafından irdelenmediğini, ayrıca Mahkemece dava konusu taşınmazın devir tarihindeki değerinin de usulünce araştırılmadığını, ...'un davaya konu taşınmazı murisi evvelden devir aldıktan sonra 17/06/1999 tarihinde 1553/4820 hissesini kardeşi ...'a muvazaalı şekilde devrettiğini, devir tarihi olan 1999 yılındaki taşınmazın rayiç değerinin mahkemece tespit edilmediğini, belirterek İlk Dereceli Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05/01/2022 tarihli ve 2021/1432 E., 2022/13 K. sayılı kararıyla; muris ...'un 26/08/1970 tarihinde vefat ettiği, davacıların toplam 1440/3360 hisse ile mirasçısı oldukları, mirasbırakanın dava konusu 2679 ada 31 parsel sayılı taşınmazı ölmeden önce davalıların murislerine satış suretiyle devrettiği, ancak yapılan devrin üzerinden uzun yıllar geçmiş olması nedeniyle genel olarak dinlenen tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, devir sırasındaki şartların, murisin davacılar ile beşeri ilişkilerinin ve mal kaçırma amacının, davalıların alım güçleri olmadığının usulünce ispatlanamadığı, bedeller arasındaki farkın da muvazaa olgusunun kabulü için tek başına yeterli olmadığı, davanın reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri Özetle

Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyerek, istinaf mahkemesinin tanıkların beyanlarının görgüye dayalı olmadığına ilişkin tespitinin yerinde olmadığını, tüm dosya kapsamı itibariyle kanıtlanan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun(TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, alınması gerekli 80,70 TL onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 14/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.