"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/385 E., 2010/472 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası Kemal Gayrınal'ın ... ili, Merkez ilçesi,...köyü çalışma alanı içerisinde bulunan dava konusu yeri yaklaşık 50 yıl önce emek ve mesai sarf ederek ıslah etmek suretiyle tarım arazisi haline getirdiğini, üzerine ev ve ahır yaparak uzun süre kullandıktan sonra çocukları arasında yaptığı taksim sonucu kendisine verdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup imar planı içerisinde kaldığını, imar - ihya ve zilyetlik yollarıyla iktisap edilmelerinin mümkün olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu taşınmazda imar - ihya işleminin yapılmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, Mahkemece davacı lehine sunulan bilirkişi raporlarına itibar edilmeksizin salt takdiri delil mahiyetinde olan beyanlarla sonuca gidildiğini, dava konusu yer evveliyatında taşlık vasfında olduğundan imar ihya edildiğini, fotogrametrik değerlendirme aletinin temini ile hava fotoğrafında ekili alan olarak görünen kısmın ne kadar olduğunun tespiti gerekir iken bu hususta herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm tesisinin haksız ve hatalı olduğunu, en az üç mahalli bilirkişi dinlenmesi gerekirken bir kişinin dinlendiğini, onun da keşifte değil duruşmada dinlenmesinin doğru olmadığını, davanın reddinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713 üncü 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
... ili, Merkez ilçesi,...köyünde yer alan dava konusu taşınmaz 1955 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında taşlık olarak tescil harici bırakılmış olup böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. İddia eden taraf kendi yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunu her türlü duraksamadan uzak biçimde, bilimsel verilere dayalı deliller ile ispatla mükelleftir.
Mahkemece, davacının 28.04.2009 tarihli duruşmadaki beyanında sebzelik olarak kullandığı yerin evveliyatının da tarla olduğunu, bu yerde herhangi bir taş olmadığı için temizleme, toprak taşıma işlemi yapılmadığını belirttiği, davacı bizzat kendi beyanı ile imar - ihyanın varlığını kabul etmediğinden davada imar - ihya olgusuna dayanılmadığı, mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının da imar - ihya işlemi yapılmadığını belirttikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, davacının duruşmadaki beyanı hatalı değerlendirilerek karar verilmesi doğru olmadığı gibi yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm kurmaya yeterli olduğu söylenemez.
Somut olayda; davacı lehine taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemede en etkili yöntem hava fotoğrafı uygulaması olduğu halde, taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 2007 yılından itibaren 15-20-25 yıl öncesine ait çift hava fotoğrafı olup olmadığı açıkça sorulup mevcut ise bu hava fotoğrafları getirtilmek suretiyle jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmamış, dosya arasında mevcut 1984 tarihli hava fotoğrafı jeodezi ve fotogrametri uzmanı yerine bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan teknik bilirkişi - kontrol mühendisi tarafından incelenmiş, kaldı ki yapılan inceleme sonucunda değerlendirme yapılabilmesine olanak sağlayan fotogrametrik değerlendirme aletinin bulunmaması nedeniyle dava konusu olan taşınmazın ne kadarlık kısmının ekili araziye isabet ettiğinin tespit edilemediği belirtilmiştir.
Öte yandan, dava konusu taşınmaza komşu parsellere ilişkin kayıtlar dosya içerisine getirtilmediği gibi, tek ziraat mühendisi tarafından yetersiz ve soyut içerikli bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 2007 yılından 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının en az üç tanesi, tarihleri de açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı ve ne şekilde yapılığı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren taşınmazın ne şekilde kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor istenmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, temyize konu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığını, taşınmazın ne kadar zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye, Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilecek hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir ve dava konusu taşınmaz bölümünün konumunu hava fotoğrafları üzerinde gösterir şekilde rapor düzenlettirilmeli; bundan sonra dava konusu taşınmaz bölümünün imar planının kapsamına alındığı tarihe kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleyip gerçekleşmediği belirlenmeli, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile;
Kararın BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.