Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1691 E. 2022/2305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin temyiz incelemesinde, bozma ilamına uyulmadan farklı gerekçeyle verilen kararın doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay’ın bozma ilamında icra emrinin iptaliyle tescilin hukuki sebebinin kalmadığı ve taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesi gerektiği yönündeki açık hükme rağmen, HMK m.373’e aykırı şekilde bozmaya uymayıp direnmeden farklı bir hukuki gerekçeyle davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 3 parsel sayılı taşınmazdaki 38 nolu bağımsız bölümünün İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2010/2701 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılarak satıldığını, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1432 Esas sayılı dosyasında takibin iptaline karar verildiğini, taşınmazının mülkiyet hakkı ihlal edilerek kanuna aykırı olarak satıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptal edilerek adına tescilini istemiş, dava konusu taşınmazın 3. kişiye temliki sonrasında davayı ... A.Ş'ye yönelik bedel olarak hasretmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... A.Ş. vekili, davacının şirketten konut kredisi kullandığını, kredi taksitlerini ödemediğinden aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davacının icra emrine karşı İcra Mahkemesine itiraz ettiğini, itirazının mahkeme tarafından reddedildiğini, ipotekli konutun icra yoluyla satıldığını, ihale bedeli ile alacaklarının karşılandığını kalan miktarın davacı tarafından icra dosyasından çekildiğini, daha sonra Yargıtayın bozması üzerine İcra Mahkemesince icra takibinin değil, icra emrinin iptal edildiğini, ayrıca taşınmazın malikinin ihale sonucu alan üçüncü kişi olduğunu bu nedenle davanın husumetten de reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalılar ... ve ...; davaya konu hukuki ilişki ve işlemin tarafı olmayıp cebri icra marifetiyle taşınmazı satın alan kişi de olmadıklarından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davacının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2018 tarihli ve 2014/333 E., 2018/369 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın tapu iptaline dayanak yaptığı icra dosyasında icra takibinin iptal edilmediği, icra emrinin iptal edildiği, taşınmazın icra takibi nedeniyle ihale ile satıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, davalı olarak gözüken ... ve ...’a müvekkili tarafından dava açılmadığını, malik olarak gözüken tarafları mahkemenin re’sen davalı gösterdiğini, kararın bozulması ile alacak talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05/06/2020 tarihli ve 2019/86 E., 2020/526 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1).b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Bozma Kararı

Dairenin 09/06/2021 tarihli ve 2020/1954 Esas 2021/3166 Karar sayılı kararıyla; “...Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. Somut olayda icra emrinin iptali ile tescilin hukuken geçerli bir sebebi kalmadığından yolsuz tescil niteliği taşıyacağı anlaşılmakla taşınmazın bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 14/12/2021 tarihli ve 2021/449 E., 2021/738 K. sayılı kararıyla; icra emrinin iptali ile tescilin hukuken geçerli bir sebebi kalmadığı, davacının yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını kayıt malikine karşı açması gerektiği, davalı şirketin hiçbir zaman tapuda malik olmadığı, bedele dönüşen davanın tapu iptali ve tescil talebine bağlı olduğu, davalı şirkete yöneltilen davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, ... ve ... hakkında usulünce açılmış bir dava olmadığından bu kişiler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ayrıca farklı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği için bozma ilamı hakkında bir değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, usuli itirazlarında; Yargıtay bozma ilamına karşı Yerel Mahkemece uyulmadan veya direnilmeden yeniden bir karar verilmiş olmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, Yargıtay bozma ilamının usuli müktesep hak teşkil ettiğini, esasa ilişkin itirazlarında; taleplerinin tapu iptali ve tescil değil tazminat olduğunu bu yönden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”

6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Bozmaya uyma veya direnme başlıklı 373. maddesi; (1) Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.... (4) Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. (5) İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir….düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. İlk Derece Mahkemesince yukarıda açıklanan bozma ilamına 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesindeki düzenlemeye aykırı şekilde uyma veya direnme konusunda bir karar verilmeden farklı bir hukuki gerekçeyle yeni bir karar verilmiştir.

6.3.2. Dairenin 09/06/2021 tarihli ve 2020/1954 Esas 2021/3166 Karar sayılı önceki bozma ilamındaki“...Somut olayda icra emrinin iptali ile tescilin hukuken geçerli bir sebebi kalmadığından yolsuz tescil niteliği taşıyacağı anlaşılmakla taşınmazın bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” şeklindeki gerekçesine uygun olarak tazminat talebinin kabulü gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.