"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı mirasçıları vekili ve davalı ...,... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan eşi ...'dan intikal eden 102 ada 159 ve 130 ada 25 parsel sayılı taşınmazların intikal ile ilgili işlemleri yürütmesi için üvey oğlu ...'ı vekil tayin ettiğini, ancak vekilin kendisinin yaşlı, saf ve okuma yazma bilmemesinden faydalanarak hile ile satış yetkisi içeren vekâletname alarak çekişme konusu taşınmazları yeğeni olan davalı ...'a devrettiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında 130 ada 25 parselin ...'e, 102 ada 159 parselin ise ...'ye temlik edilmesi üzerine HMK'nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanarak davasını yeni maliklere yöneltmiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları yargılamaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ve dahili davalılar, iyiniyetli alıcı olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, gider avansının yatırılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 04.12.2012 tarihli ve 2012/9964 E. 2012//14368 K. sayılı kararıyla; ‘‘...Davacı 26.04.2012 tarihinde posta kanalıyla 100 TL gider avansı göndermiş ancak bu avans mahkemeye ulaşmadan 04.05.2012 tarihinde temyize konu karar verilmiştir. Bu durumda gider avansı eksikliğinin dava açılırken mevcut olması halinde HMK'nun 115/2. maddesinin, dava sırasında ortaya çıkması halinde ise HMK'nın 120/2 maddesinin uygulanması suretiyle giderilmesi gerekirken Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 29.05.2014 tarihli ve 2013/75 E. 2014/243 K. sayılı kararıyla; taşınmazları devralan ... ve ...'in çekişme konusu taşınmazları kötüniyetli olarak temellük ettiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Dairenin 22.11.2017 tarihli ve 2015/4664 E. 2017//6691 K. sayılı kararıyla; ‘‘...davalı ..., ilk el konumunda olup, taraflar arasındaki yakın akrabalık ve ilişkilerde gözetilmek suretiyle, akitte gösterilen değer ile gerçek değer arasında açık ve aşırı fark bulunduğunun keşfen sabit olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde vekil ile davalının birlikte ve kötü niyetli olarak hareket ederek işlem yaptıkları, ayrıca satışa ilişkin bir bedelin davacıya ödendiğinin de davalı tarafından ispatlanmamış olduğu, böylece ...’a yapılan temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, ...'dan temlik alan dahili davalı ...'in ise vekil ...'in eşi olduğu, dolayısıyla durumu bilmesi gereken kişi olduğu ve buna bağlı olarak dahili davalı ...'in TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek 130 ada 25 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı ve hukuki olmayan bir gerekçeyle davanın reddi doğru olmamıştır. Ayrıca, yargılama aşamasında 102 ada 159 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ... ...dan temlik alan dahili davalı ...'ın iyiniyetli olup olmadığı yönünde yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hâl böyle olunca; mahkemece, dahili davalı ...'ın iyiniyetli olup olmadığı yönünden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, davacı tanığı ...'nın bu yönde usulüne uygun dinlenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir....” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.4.2019 tarihli ve 2018/208 E. 2019/72 7K. sayılı kararıyla; davalı ... ve davalı ...’ın temliklerinde iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir,
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
8. Bozma Kararı
Dairenin 21.09.2020 tarihli ve 2019/3146 E. 2020//4297 K. sayılı kararıyla; ‘‘...hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince işlem yapılarak dava konusu 130 ada 25 parsel sayılı taşınmaz yönünden yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin bu taşınmaza ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine. Dinlenen davacı tanığının beyanları ise davalı ...’ın kötüniyetli olduğunun ispatına yeterli olmadığı gibi, taşınmazın akit tablosunda değerinin düşük gösterilmesi de tek başına sonuca etkili değildir. Öte yandan taşınmazın temlik tarihleri nazara alındığında sık aralıklarla devredildiğinden de bahsedilemeyeceği için davalının TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca 102 ada, 159 parsel yönünden davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılğılı değerlendirme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir....” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
9. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.09.2021 tarihli ve 2021/67 E. 2021/165 K. sayılı kararıyla; davalı ...’ın temlikinde iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle 25 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, davalı ...’ın iyiniyetli olduğu gerekçesiyle onun yönünden davanın reddine karar verilmiştir,
10. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları ve davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
11. Temyiz Nedenleri
11.1. Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; vekil edenden hile ile vekaletnamenin alındığını, satış iradesi bulunmadığını, davanın redine karar verilen taşınmazın sık ve kısa aralıklarla el değiştirdiğini, davalı ...’nin iyiniyetli olmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
11.2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; satışın gerçek olduğunu, vekilin eşi olmasının kötüniyetli olduğuna karine teşkil etmeyeceğini, dosya kapsamında tanık beyanları ile davacının beyanının çelişkili olduğunu, davacının sahip olduğu pay gözetilmeksin hüküm kurulduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
12. Gerekçe
12.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukusal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
12.2. İlgili Hukuk
6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
12.3. Değerlendirme
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak Mahkemece (IV.9.) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı mirasçıları ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacı mirasçılarından müştereken ve müteselsilen, 630,73 TL bakiye onama harcının davalı ...’den alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.