"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istekli davanın yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.I. DAVA
Uyuşmazlık konusu, Kaynarca ilçesi Büyükyanık köyü çalışma alanında bulunan 159 ada 8 parsel sayılı 32.113,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1. derece doğal sit alanında kaldığı belirtilerek tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın farklı bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine çekişmeli taşınmazın 2863 sayılı Yasa'nın 11. maddesi uyarınca 1. derece doğal sit alanı olarak belirlendiği, bunun üzerine taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, böyle bir yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.10.2015 tarihli ve 2015/125 E., 2015/321 K. sayılı kararıyla; davacının 1. derece sit alanı olarak tespit görmüş olan taşınmaz üzerinde zilyetliğe dayalı hak iddiasında bulunduğu; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu' nun 11/1. maddesinin "Kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez" hükmünü içerdiği, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesinin "Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmünü içerdiği, dava konusu yerin zilyetliğe dayalı olarak kazandırıcı zamanaşımı ile iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, 2863 sayılı Yasa'nın 11. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesini değiştiren 5663 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca doğal sit alanlarının zilyetlik yoluyla iktisabının önünün açıldığı bu hususun yargı kararları ile de içtihat halini aldığı, somut olayda davacı yanların çekişmeli taşınmazda zilyetlikle iktisaba elverişli süreye ulaşan malik sıfatıyla zilyetliklerinin bulunduğu, buna rağmen Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi: "Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine resen devrolunur." hükmünü içermektedir.
3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) 114. madde ile “Dava Şartları”, 115. madde ile de “Dava Şartlarının İncelenmesi” başlıkları altında sıralanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Dava şartları” başlıklı 114. maddesi;
“Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”
hükmünü içermektedir.
3.2.3. HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. maddesi ise,
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinde, mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında, o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve davalara ait dosyaların mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. maddesi uyarınca görev hususu kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında bu hususun nazarı itibare alınması gerekmektedir.
3.3.2. Somut olayda dosya arasında getirtilip tetkik edilen kayıtlardan çekişmeli 159 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle Sakarya Kadastro Mahkemesinin halen derdest olan 2013/15 Esas dosyasında dava konusu olduğu, bu nedenle tutanağının usulüne uygun olarak kesinleşmediği, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı kesinleşmediğine göre, eldeki davanın Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya müdahale niteliğinde olduğu, Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisinin, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden başlayıp, taşınmaza ait tutanağın hukukça kabul edilen usule uygun olarak kesinleştiği güne kadar devam edeceği ve görev hususunun yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmesi gereken hususlardan olduğu göz önüne alınarak Mahkemece görevsizlik kararı verilmek suretiyle dosyanın Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.