Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1913 E. 2024/477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak Hazine adına kayıtlı taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin bilirkişi raporları ve tanık beyanlarıyla sabit olması, davacının taşınmazın maliki olması sebebiyle tasarruf yetkisinin bulunması ve bozma kararına uygun olarak hüküm kurulması gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

EK KARAR TARİHİ : ...

SAYISI : 2020/126 E., 2021/595 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda ... köyünde bulunan 113 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kendi adına tescil edildiğini, bu taşınmaz içinde kalması gereken 15.000 m2 alanın davalı Hazine adına kayıtlı 113 ada 85 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını, taşınmazın babasından kendisine intikal ettiğini ileri sürerek 113 ada 85 parsel sayılı taşınmazda kalan 15.000 m2 alanın davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.06.2016 tarihli ve 2014/466 Esas, 2016/599 Karar sayılı kararıyla; davacının taşınmaz üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunmaması, taşınmazın elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olması, davacının diğer mirasçıların muvafakatini almaması veya terekeye temsilci tayin edilmemesi ve dava konusu yerin kendisine verilmesini talep etmesi nedeni ile davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asil temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.12.2019 tarihli ve 2016/14182 Esas, 2019/8452 Karar sayılı kararıyla, Türk Medeni Kanunu'nun 683 üncü maddesinde ''Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." düzenlemesinin yer aldığını, davacının 113 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tek başına maliki olduğu böylece taşınmazı üzerinde tek başına tasarruf yetkisinin bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanında dava konusu edilen alanın kadastro çalışmalarının yapıldığı 2007 yılından geriye doğru aralıksız ve nizasız davacının bizzat kullanımında olduğunu beyan etmeleri, harita mühendisi bilirkişilerin raporunda imar-ihyanın 1973 yılında tamamlandığının ve 1998-2004-2013 tarihlerine ilişkin fotoğraflarda da keşif tarihindeki gibi geometriye uygun tarım arazisi olarak kullanım bulunduğunun belirtildiği, üçlü ziraat bilirkişi heyetinin raporunda mera bitki formasyonu bulunmadığının ve marjinal tarım arazisi formunda olduğunun, hali arazinin kalan kısmıyla arasında belirgin sınır oluştuğunun belirtilmesi gerekçesiyle davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 13.239,02 m2'lik kısmın 113 ada 85 parselden ifraz edilerek ifraz edilen bu alanın davacıya ait olan ve aynı yerde bulunan 113 ada 25 parsele tevhit edilmesine ve 113 ada 25 parselin 21.584,60 m2 olarak tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının 1975 doğumlu olduğunu, kadastro çalışmalarından 20 yıl öncesinde 12 yaşında olan biri tarafından taşınmazın kesintisiz kullanılmasının mümkün olmadığını, davacı adına kayıtlı 113 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutağında yer alan 1981 tarihli emlak beyanının 10.000 m2 için verildiğini, bu nedenle davacının talep edebileceği miktarın 10.000 m2 olabileceğini, bu miktarın da davacı adına 25 parsel olarak tescil edildiğini, fen bilirkişi raporunda taşınmazın imar-ihyasının 1973 yılında tamamlandığına ilişkin değerledirmenin soyut olduğunu, ziraat bilirkişisinin mevcut duruma göre değerlendirme yaptığını, davacının kadastro tespit tarihinden önceki 20 yılda zilyetliği bulunup bulunmadığının değerlendirilmediğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.