"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/169 E., 2018/322 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; Artvin ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davacıların mirasbırakanı ... adına eski tapuda kayıtlı olmasına rağmen davalıların mirasbırakanları adına tespit edildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın davacılar mirasbırakanı ... adına kayıtlı kısmının keşif sırasında tespit edilerek tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 15.01.2013 tarihli ve 2012/92 Esas 2013/8 Karar sayılı ilamı ile; davacıların dayandığı tapu kaydının 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazın dışında kaldığı, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını 2 haftalık süreden sonra ileri sürdüğü ve davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.11.2013 tarihli ve 2013/11730 Esas 2013/10959 Karar sayılı ilamı ile; “davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ile tespite esas tapu kaydının tüm tedavülleri ve haritalarıyla birlikte getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritalarına göre kapsamlarının belirlenmesi, taşınmazın batısında bulunan yolun kadim yol olup olmadığının tespiti, taşınmazın kullanım durumunun araştırılması, davacı dayanağı tapu kaydının kapsamının dava konusu 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kısmen veya tamamen dışında kalması halinde 11 sayılı parsel dışında kalan bölüm yönünden açılmış bir dava bulunmadığı göz önüne alınarak bu bölüm yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin 17.03.2015 tarihli ve 2014/57 Esas 2015/98 Karar sayılı ilamıyla; teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazların davacıların mirasbırakanı adına kayıtlı olan eski 527 parsel içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda raporunda (A) harfi ile gösterilen yol vasfındaki 59,00 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 30,10 m2 bölümün tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.10.2017 tarihli ve 2015/13856 Esas 2017/6996 Karar sayılı ilamı ile; “Davacılar tarafından 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün mirasbırakanları adına olan tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiası ile dava açılmış olup paftasında yol olarak gösterilen bölüme dair usulünce açılmış bir dava bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2011 gün ve 2011/1-364-453 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı gibi, hakkında dava açılmayan bir yerin dahili dava yoluyla dava kapsamına dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi ıslah yoluyla dahi davaya ithaline ve davalı hale getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; sonradan yasal hasım olarak Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği davaya dahil edilmek suretiyle hakkında usulen açılmış bir dava bulunmayan tescil harici taşınmaz bölümü hakkında 173 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan dava üzerinden davanın kapsamı dışına çıkılarak karar verilmiş olması isabetsizdir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davanın kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 4 üncü maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu davalardan olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, davaya bakmaya Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle mağdur olduklarını, önceki temyize konu edilmeyen 173 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden kararın kesinleşmesi gerektiğini, davanın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde açılmış olması nedeniyle HMK'nın uygulanamayacağını ve önceki yasaya göre görevli olan sulh hukuk mahkemelerinin yargılamaya devam edeceğini, bu aşamada görevsizlik kararının verilmesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu, yasa yolunun istinaf mahkemesi olarak gösterilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; görevsizlik kararı nedeniyle davalı İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 1 inci maddesi, 451 inci maddesi; 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 8 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden; çekişmeli 173 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 06.11.2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın kadastro tespitinden önceki tarihe ilişkin tapu kaydı ve miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak 12.08.2011 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde açıldığı anlaşılmıştır.
2. Mahkemece davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup mezkur Kanun'un geçici 1 inci maddesi uyarınca bu Kanun'un göreve ilişkin hükümleri yürürlük tarihinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacaktır. Eldeki davanın HMK'nın yürürlük tarihinden önce 12.08.2011 tarihinde açıldığı ve bu tarihte yürürlükte olan HUMK'un 8 inci maddesi uyarınca dava değerinin sulh hukuk mahkemesinin görev sınırında kalması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu, yargılamanın sonuna kadar HUMK'un göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunması gerektiği açıktır.
Değinilen husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III - 3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.