"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/109 E., 2021/116 K.
DAVA TARİHİ : 21.01.2014
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, Merkez ilçesi, Budakören köyü çalışma alanında bulunan ve maliki olduğu 127 ada 2 parsel sayılı taşınmaza bitişik yaklaşık 106,72 m2 alanın köy boşluğu olarak bırakıldığını, oysa bu kısmın da maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazla bütün olarak zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek tescil harici bırakılan kısmın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; iddiaların doğru olmadığını, davacının tescil harici bırakılan alana bahçe duvarı yapmak suretiyle işgal ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli ve 2014/55 E., 2016/3080 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının 1993 yılında tamamlanmış olup davacının bu tarihten sonra köy boşluğu olan yeri kullanmaya başladığı, kadastro sonuçlarına göre köy boşluğu olan yerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olamayacağı, kadastro tespitinin 1993 yılında yapılmış olması nedeniyle dava tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre dolmuş olmakla kadastro öncesi sebeplere dayanarak tescil talep etmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2019 tarihli ve 2016/13473 E., 2019/8655 K. sayılı kararıyla: “... 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde, yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup gerek 3402 sayılı Kanun'da, gerekse de 4721 sayılı Kanun'un tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Öte yandan, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddelerine dayalı olarak açılan tescil davalarında, TMK'nın 713/4 ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde yasal ilanlar yapılmadan karar verilmesi de isabetsizdir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının tescil harici bırakılan çekişmeli kısımda ördüğü taş duvarın evinin kullanımı açısından gerekli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile fen bilirkişilerinin 10.11.2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 101,89 m2'lik kısmın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu kısmın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığını, Mahkemece eksik araştırma sonucunda karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. ... ili, Merkez ilçesi, Budakören köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında köy boşluğu olarak tescil harici bırakılmıştır.
2. Somut olayda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; dava konusa taşınmaza ilişkin hava fotoğrafları temin edilmemiş, mahalli bilirkişi ve tanık dinlenmemiş, komşu taşınmazlara ait kayıtlar getirtilmemiş, davacının aynı çalışma bölgesinde belgesizden taşınmaz edinip edinmediği araştırılmamış, soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda denetime elverişsiz, taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak bilirkişi raporlarıyla yetinilerek karar verilmiştir.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazın bulunduğu yeri de gösterecek şekilde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilmeli, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanakları istenmeli, davacının senetsizden edindiği taşınmaz bulunup bulunmadığı denetlenmeli ve bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
4. Ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmaz bölümünün evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden bulunup bulunmadığını, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmaz bölümlerinin sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli;
5. İnşaat mühendisi bilirkişiden taşınmaz üzerindeki yapıların niteliğini, yapılış şeklini ve yaşını açıklayan rapor hazırlatılmalı;
6. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlemesi istenilmeli;
7. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.