Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2445 E. 2024/2058 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davacıya ait taşınmazın bir kısmının davalıya ait taşınmaz içinde kaldığı iddiasıyla açılan kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu alan üzerindeki zilyetliğinin ispatlandığı ve bozma kararına uyularak verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/456 E., 2021/427 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; kadastro çalışmaları sırasında maliki olduğu 291 ada 50 parsel sayılı taşınmazın 399,76 metrekaresinin davalıya ait 291 ada 45 parsel sayılı taşınmaz içinde kalacak şekilde tespit edildiğini ve taşınmazına müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek yapılan müdahalenin önlenmesi ve belirtilen kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının adına kayıtlı 50 parsel sayılı taşınmazı dava tarihinden önce ... adlı bir kişiye satış suretiyle devrettiğini, bu nedenle davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, taşınmazın eskiden beri aynı sınırlarla kullanıldığını, kadastro tespitinin hatalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2014/319 Esas, 2016/160 Karar sayılı kararıyla; davacının herhangi bir mazeret bildirmeden 25.11.2015 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle 25.11.2015 tarihinde HMK’nın 150 nci maddesi gereğince dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve o tarihten itibaren üç (3) aylık yasal süre içinde davanın yenilenmediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay ( Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/17160 Esas, 2020/987 Karar sayılı kararıyla; "... gerekçeli kararın yazım tarihinden sonra, dosyanın işlemden kaldırması kararı üzerine davacı vekili tarafından 21.12.2015 tarihinde yenileme dilekçesi verildiği; ancak bu dilekçenin asıl dava dosyası içine konulmayıp sehven mahkemenin 2015/319 Esas sayılı dosyasının içine konulmuş olduğu bu nedenle de farkedilemediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; Mahkemece, davanın yasal süresi içerisinde yenilenmiş olması nedeniyle yargılamaya devam edilerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yenilemenin gözden kaçırılması nedeniyle dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli ve 2020/456 Esas, 2021/427 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı içeriğine göre dava konusu (A) harfi ile gösterilen 382,62 m2’lik kısmın zilyetliğinin davacıya ait olduğu, davacı tarafça iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 05.04.2021 havale tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfi ve kırmızı renkle taranarak gösterilen 382,62 m2‘lik alanın davalı ... adına kayıtlı 291 ada 122 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle davalının davadan geç haberdar olduğunu, davacı adına kayıtlı 291 ada 50 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden önce 12.04.2013 tarihinde ... adlı kişiye satış suretiyle devredildiğini, dava tarihinde davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, taşınmazın kadastro tespiti öncesinde ve sonrasında kadim sınırlarla kullanıldığını, kadastro tespitinin doğru yapıldığını, dava konusu alanın daha önce davacı adına kayıtlı 50 parsel sayılı taşınmazdan bağımsız olduğunun açık olduğunu,davacının kendisine ait taşınmazın sınırı olarak gösterdiği taş duvarın belirleyici bir sınır olmadığını, arazilerde bu şekilde çok sayıda taş duvar bulunduğunun bilirkişiler tarafından belirtildiğini, mahalli bilirkişi ve tanıkların genel beyanlarda bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, harç ve giderlerin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alınında bulunan 291 ada 50 parsel sayılı 2.457,92 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın senetsizden irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacı ... adına tespit edildiği, kadastro tutanağının 01.06.2007 tarihinde kesinleştiği, ...’nın 11.04.2013 tarihinde taşınmazı satış suretiyle ...’ya devrettiği, ...'ın da 12.04.2013 tarihinde ...’e satış suretiyle devrettiği; 291 ada 45 parsel sayılı 14.550,95 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın senetsizden ... adına tespit edildiği, kadastro tutanağının 01.06.2007 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın ifrazı ile 291 ada 121 ve 122 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, dava konusu 291 ada 122 parsel sayılı taşınmazın 15.07.2008 tarihinde davalı ... ‘a satış suretiyle devredildiği, taşınmazın halen ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 587,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

12.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.