"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ASIL DAVADA DAVACI-BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVALI : HAZİNE
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
ASIL DAVADA
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen karar, süresi içinde asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı Hazine vekili, 106 ada 173 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, ancak her nasılsa kadastro çalışmaları esnasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, yine 106 ada 92 parsel sayılı taşınmazın da harman yeri olarak kullanıldığını ancak kadastro çalışmaları esnasında davalı ... adına tespit ve tescil gördüğünü, kadastro tespitinden önce ya da sonra davalıların dava konusu taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin söz konusu olmadığını belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ..., kadastro çalışmaları sırasında ... adına tescil edilmesi gereken dava konusu 106 ada 173 parsel sayılı taşınmazın kendisi adına, kendisi adına tescil edilmesi gereken 106 ada 211 parsel sayılı taşınmazın ise ... adına tescil edildiğini, davayı kabul ettiğini beyan etmiş, Hazine aleyhine açtığı davada, annesi ...’dan intikalen uzun zamandır zilyetliğinde bulunan 106 ada 211 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
2. Asıl davada davalı ..., dava konusu taşınmazı 20.11.1960 tarihli senet ile Mehmet Tok'tan satın aldığını, o tarihten beri taşınmazı zaman zaman ekerek bu güne kadar kullandığını, son zamanlarda ise bu taşınmazı sadece harman atarak kullandığını ve komşularının kullanımına da izin verdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 24/06/2014 tarihli ve 2012/409 E., 2014/333 K. sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne ve 106 ada 73 parsel ve 106 ada 92 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline; birleştirilen davanın kabulüne ve 106 ada 211 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BİRİNCİ TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Davacı Hazine vekili ve davalı ... yukarıdaki kararı temyiz etmiştir.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesince; “Davacı/birleştirilen davada davalı Hazine vekilinin 106 ada 211 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddine, asıl davada davalı ...'ın 106 ada 92 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının ise, taşınmazın tamamının mı yoksa belli bir kısmının mı Devletin hüküm ve tasarufu altında olan yerlerden olduğunun, davalının taşınmazın bir kısmında imar-ihyaya dayalı bir kullanımının olup-olmadığının her türlü şüpheden uzak bir şekilde tespit edilmesi gerektiği, eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiği gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde 05/03/2019 tarihli ve 2018/467 E., 2019/94 K. sayılı kararla; davanın kısmen kabulü ile 106 ada 92 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile 23.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 2168,18 m²'lik kısmının 3402 sayılı Kanun'un 16/B maddesi gereği harman yeri olarak özel siciline kaydına, (A) harfi ile gösterilen 628,02 m² kısma 106 adanın en son parsel numarasından sonra gelen parsel numarası verilerek davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, 106 ada 173 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, birleştirilen dava yönünden davanın kabulü ile 106 ada 211 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
V. İKİNCİ TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ile davalı ... Aslan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin; 06/04/2021 tarihli ve 2019/3424 E., 2021/3176 K. sayılı kararıyla; “Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma kararında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı/birleştirilen davada davalı Hazine vekilinin tüm, asıl davada davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Asıl davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden karar incelendiğinde, Mahkemece davacı tarafın davalı ... yönünden tapu iptal ve tescil isteğinin kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği halde kabul-ret oranlarının hükümde dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı ... hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafın sorumlu tutulması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken iş, asıl davada, iki davalı olduğu da göz önüne alınarak ve davanın kabul edilen değeri dikkate alınarak, kısmen kabul kısmen ret oranına göre, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmek olmalıdır. Bu hususlar düşünülmeden, karar verilmiş olması yanlış olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 23/11/2021 tarihli ve 2021/419 E., 2021/555 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davada Mahkemenin 2018/467 Esas-2019/94 Karar sayılı kararının bozma ilamı dışında kalarak kesinleştiği gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil talepleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı- birleştirilen davada davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yetersiz inceleme ile toplanan deliller hatalı değerlendirilerek yasaya aykırı karar verildiğini belirterek, Hazine aleyhine olan hükümlerin bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi uyarınca, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca; orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına tespit edilir.
6.2.4. Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 326/1. maddesine göre; Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
6.3. Değerlendirme
Hükmüne uyulan (V/2.) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.