"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/81 E., 2021/114 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.02.2019 tarihli, 2016/6116 Esas, 2019/965 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 129 ada 19 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, kadastro çalışmaları sonucunda 129 ada 19 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olan ve müvekkiline miras yoluyla kalan taşınmaz bölümlerinin sehven komşu 129 ada 17 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde tespit edildiğini, yine müvekkilinin bahçesine geçişini sağlayan taşınmaz bölümünün komşu 129 ada 18 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiğini, bu taşınmaz bölümlerinin müvekkili adına kayıtlı 129 ada 19 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek dava konusu 129 ada 17, 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların nizalı bölümlerinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili 12.03.2015 tarihinde yapılan keşifte, 129 ada 20 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
3. Bozma sonrası 129 ada 19 parsel sayılı taşınmazın müşterek maliki ... 12.12.2019 havale tarihli dilekçeyle; 129 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kardeşi olan davacı ile kendisi adına kayıtlı olduğunu, davaya davacı yanında müdahil olarak katılmak istediğini belirtmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı asıl 11.11.2014 tarihli celsede, adına kayıtlı taşınmazı 12 sene önce 3. kişilerden satın aldığını, taşınmazın nizalı bölümünü gübre atmak suretiyle kullandığını, davacının bu yeri kendi parseline katmaya çalıştığını ancak bu yerin davacıya ait olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı asıl 18.02.2014 tarihli celsede, kadastro çalışmaları sırasında adına tespit edilen taşınmazın yanlış ölçüldüğünü bu nedenle davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
3. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı asıl 18.02.2014 tarihli celsede, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2015 tarihli, 2013/137 Esas, 2015/288 Karar sayılı kararıyla; 129 ada 17 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalı ...’ün davayı kabul ettiği, davacının 129 ada 20 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açtığı davadan feragat ettiği, 129 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönüyle ise taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün davaya konu olduğu, davacının bu yeri kendi ambarına geçmek için yol olarak kullandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 129 ada 20 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açılan davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu 129 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 31.03.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 239,10 metrekarelik bölümü ile dava konusu 129 ada 18 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 32,20 metrekarelik bölümünün tapu kayıtlarının iptali ile 129 ada 19 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.02.2019 tarihli, 2016/6116 Esas, 2019/965 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, dava konusu 129 ada 18 sayılı parsel sayılı taşınmazın temyize konu (B) harfi ile gösterilen bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme ve varılan sonucun usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının, nizalı taşınmaz bölümünün eklenmesini istediği 129 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... ile dava dışı ... adına 1/2'şer hisseli olarak tespit ve tescil edildiği, buna göre, lehine dava açılan parselde davacı dışında başka bir malikin daha olduğu, 129 ada 19 parsel sayılı taşınmaz lehine dava açılmış olması nedeniyle taşınmazda 1/2 pay sahibi olan ...’ün davaya katılımı sağlanmadan tapu maliklerinden birinin açtığı dava ile davaya devam edilemeyeceği nazara alınarak müşterek malik ...’ün yöntemince davaya katılımının sağlanması, aktif dava ehliyeti tamamlandıktan sonra işin esası yönünden tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 17.06.2021 tarihli, 2019/81 Esas, 2021/114 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca 129 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacı dışındaki malikinin davaya katılımının sağlandığı, dosya kapsamına göre dava konusu 129 ada 18 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün davacılar tarafından evlerinin arkasına geçmek için kullanıldığı, yine bu yerden davacıların hayvanlarının çıktığı, aynı rapora ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin kesiştiği yerde davacıların hayvanlarının kaçmaması için daraba konulduğu, nizalı bölümün davacıların zilyetliğinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 129 ada 17 ve 20 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hüküm temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden bu taşınmazlar yönüyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu 129 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 31.03.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 32,20 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile 129 ada 19 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın taşınmazına evini yaparken yolu da bahçesine kattığını, bu defa yolu kalmayınca adına kayıtlı taşınmazın gübre döktüğü nizalı bölümü için eldeki davayı açtığını, oysa nizalı taşınmazda davacı tarafın hakkının bulunmadığını, keşif sırasında da gübre atılan temekin zeminde mevcut olduğunu ancak Mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Bolu ili, Göynük ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 129 ada 17 parsel sayılı 597,25 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına, 129 ada 18 parsel sayılı 142,63 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına ve 129 ada 20 parsel sayılı 304,01 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir.
Kadastro çalışmaları sonucunda aynı çalışma alanında bulunan 129 ada 19 parsel sayılı 267,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ... ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Mahkemece 129 ada 18 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen dava ve temyize konu bölümünün davacı tarafın zilyetliğinde olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacı taraf dava konusu taşınmazın nizalı bölümünü bahçelerine geçmek için kullandıklarını ileri sürülerek eldeki davayı açmış, davalı ise adına kayıtlı taşınmazın tamamını 3. kişilerden satın aldığını, taşınmazın nizalı bölümünü gübre atmak için kullandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahallinde 12.03.2015 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, nizalı taşınmaz bölümünün davacı tarafça ambarına ve samanlığına geçmek için kullanıldığını beyan etmiş, davalı tanıkları ise davalı adına kayıtlı taşınmazın eskiden misafirhane olduğunu, misafir olarak gelen kişilerin bu yere hayvanlarının gübrelerini çıkarttığını, davalının bu yeri aldıktan sonra üzerine ev yaptığını, bu yerin halen temekten gübre çıkarmak için kullanılan yer olduğunu beyan etmişlerdir.
Taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilmelerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddelerinde, bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin taşınmazın mülkiyetini kazanacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunda açıkça düzenleme bulunmamakla birlikte, taşınmazların zilyedi adına tescil edilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaca uygun tasarruf edilmesi de gerekmektedir. Tarım dışı alanlarda taşınmazların sahiplenilmesi, etrafının çevrilmesi, üçüncü kişilerin kullanmalarına engel olunması ya da izinle kullanılmalarına imkan verilmesi, vergisinin ödenmesi ve üçüncü kişilerde söz konusu yerin zilyede aidiyetine ilişkin belirgin kanaatin oluşması da zilyetlik ile kazanım için yeterli kabul edilmelidir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün davacı tarafça ambar ve samanlıklarına geçmek için yol olarak kullanıldığı, darabanın da hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin kesiştiği yerde bulunduğu, taşınmaz üzerinde bu şekilde sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak kabulünün mümkün olmadığı, ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre de nizalı taşınmaz bölümünün toprak yapısı ve yüzölçümü itibariyle taşınmaz üzerinde iktisaba elverişli zilyetlik sürdürülmediğinin anlaşıldığı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde Mahkemece davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ...’ün yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.