Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2542 E. 2022/5908 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davaya konu taşınmazı davalılara satış yoluyla devretmesinin mirasçılarından mal kaçırma amaçlı muvazaalı bir işlem olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece, mirasbırakanın taşınmazı devretmesinde haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fark olduğu ve satıştan hemen sonra davalı tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olması gibi olgular gözetilerek, temlikin muvazaalı olduğu ve davanın kabulü gerektiği yönündeki direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ALACAK

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi; gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanın ikinci eşi olduğunu, davaya konu taşınmazdaki payın mirasbırakan tarafından vekil kılınan oğlu ....vasıtasıyla davalı oğlu ...'e ve Aydın'ın eşi diğer davalı ...'e satış yoluyla devredildiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek, miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 27/10/2016 tarihli ve 2015/222 E., 2016/332 K. sayılı kararıyla; temlikin davacıdan mal kaçırma kastıyla yapıldığı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/02/2017 tarihli 2017/147 E., 2017/132 K., sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davacı lehine vekalet ücreti verilmesine, davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile tavzih ile hükme yeni bir fıkra eklenemeyeceği gerekçesiyle tavzih kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 25/10/2018 tarihli ve 2017/2431 E., 2018/13941 K. sayılı kararıyla; “...Somut olayda, Mahkemece her iki taraftan da üçer tanık dinleneceği belirtilerek tanık sayısına sınırlama getirilmiş ve bu nedenle davacı taraf dinlenen tanıklarının birinden vazgeçmiş, davalı tarafın bildirdiği tanıkların da bir kısmı dinlenmemiştir. Bunun yanında, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamıştır. Hâl böyle olunca; taraflardan da bilgi alınmak suretiyle mirasbırakanın başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa kayıtlarının dosyaya getirtilmesi; öte yandan, davalı tarafça bildirilen tüm tanıkların dinlenmeleri yönünde HMK'nın 243. maddesi uyarınca işlem yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bir kısım davalı tanıkları dinlenilmeksizin savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09/07/2021 tarihli ve 2019/46 E., 2021/541 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan ...'in 1996 yılında davacı ile evlendiği, davacının murisin ikinci eşi olduğu, mirasbırakanın rahatsızlıkları bulunmakla beraber bakımı gerektirecek çok ağır bir rahatsızlığının ve daireyi satmayı gerektiren maddi bir sıkıntısının olmadığı, taşınmazın temlik tarihindeki rayiç değeriyle tapudaki satış bedeli arasında fark ve satıştan bir gün sonra kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olması göz önüne alındığında, anılan temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili, Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, mirasbırakanın tek taşınmazının dava konusu taşınmaz olmadığını, Sivas’ta 28-30 adet çeşitli vasıflarda taşınmazı bulunduğunu, dava konusu taşınmazın satışından gelen para ile davacının oğlu Ali’nin ev satın aldığını, mirasbırakanın rahatsızlığına ilişkin hastane kayıtlarının getirtilmediğini, dosyadaki bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, gerçek değerin çok üzerinde bir değer belirlendiğini, Mahkemece kararın gerekçesine dayanak yapılan devirden bir gün sonra kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olmasının müvekkillerinin İstanbul dışında yaşıyor olmaları ve iş yoğunluğu nedeniyle temlikin ertesi günü sözleşmeyi imzaladıklarını, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ile de satışın gerçek olduğunu, muvazaa bulunmadığının sabit olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalının alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

(V/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.246,31 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına, 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.