"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı yan istinaf talebinde bulunmuş, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda taraf teşkili ve araştırma eksik bulunarak kaldırma kararı verilmiş, kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda 144 ada 32 ve 37 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 144 ada 47 parsel sayılı taşınmaz yönünden ilk kararda kaldırmaya konu edilmediğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların, davalı tarafla müvekkillerinin müşterek murisi olan ...’dan geldiğini, paylaşımla ...’a düştüğünü, ...’ın da taşınmazları emaneten ... ...’a bıraktığını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların ... ...’ın mirasçıları olan davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar dava konusu 144 ada 32 ve 37 parsel sayılı taşınmazların dedeleri ... ... tarafından davacıların murisi ...’dan satın alındığını, dava konusu taşınmazı dedelerinin de babalarına sattığını, 144 ada 47 parselin ise taksimen dedeleri ... ...’a kaldığını, dedelerinin taşınmazın babalarına sattığını babalarından hibe ile kendilerine intikal ettiğini, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bir kısım tanık ve bilirkişilerin beyanlarında dava konusu taşınmazların davalıların dedesi olan ... ... tarafından, davacıların babasından satın alındığını bildikleri yahut duydukları, davalıların babası ...'un babasının satın alması sebebi ile malik sıfatı ile zilyet olarak taşınmazları kullandıklarını belirttiği, davacıların emanet olarak verildiği ve davalıların geri vermek kaydı ile taşınmazların kullanıldığı yönündeki iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle, feragat edilen 144 ada 47 parsel yönünden verilen bir önceki karar kaldırılmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına ve diğer taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların babası ... Yavuz'un taşınmazların bulunduğu yerde, 1973 yıllarında yurt dışına gurbete gittiğinden, ikamet etmediğini, ikamet ettiği yer farklı olduğundan kendisine bırakılan, davaya konu edilen mezkur taşınmazları işleyemediğini, Karadeniz Bölgesinde verimli tarım arazilerinin boş kalmaması ve işlenmesi için başkalarının kullanımına bırakıldığını, böylece toprakların işlenecek ve çoraklaşmayacak, başkaları da kullanımdan istifade edeceğinden müvekkilinin babasının kendisine bırakılan mezkur taşınmazların kullanımını kardeşi olan ... ...'a bıraktığını, taşınmazların belirli bir süre ... ...'un çocuğu ... tarafından kullanılarak işlendiğini, müvekkillerinin babasının ölmeden öncesi ...'u arayarak mezkur taşınmazları daha işlememesini söylediğini, ancak olumsuz bir cevap aldığını, davalı tarafın ısrarla bu taşınmazların ... Yavuz'dan satın alındığını savunduğunu, ancak bu hususta dosyaya somut bir bilgi ve belge sunamadığını, dinlenen tanıkların farklı beyanlarda bulunduğunu, müvekkillerin ispat külfeti açısından üzerilerine düşen kısmı ispat ettiğini, davalıların satış iddiası karşısında ispat külfetinin ters döndüğünü, satış iddiasını davalıların ispat etmesi gerektiğini öne sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, istinafa konu 144 ada 32 ve 37 parsellerde 30-40 yıla varan zilyetliği bulunan davalıların zilyetliğinin asli zilyed olmayıp davacı adına feri zilyed olduğunu ispatlayamamasına göre mahkemece istinafa konu parseller yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ...353/1-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190/1. maddesi; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
2.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”;
3. Değerlendirme
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinden önce paylaşıldığı, dava ve temyize konu taşınmazların ...’a düştüğü, ...’ın da zilyetliğini ... ...’a devrettiği sabit olup, dava konusu taşınmazlarda ... ... tarafından sürdürülen zilyetliğin asli mi yoksa feri nitelikte mi olduğu bir başka ifade ile dava konusu taşınmazların emaneten mi ... ...’a devredildiği tartışmalıdır. Davacı tanığı olan kardeşleri emaneten ... ...’a devredildiğini ifade etmişler, davalı tanıkları ise ...’ın taşınmazları sattığını duyduklarını belirtmişlerdir. Tüm dosya kapsamından tarafların kardeşleri olan tanıkların beyanlarının üstün tutulması gerektiği ve dava konusu taşınmazların ...’a ait olduğu, emaneten ... ...’a devredildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde red kararı verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacılar vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüne,
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının değinilen yön itibariyle BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.