"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : DEVREK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, Bölge Adliye Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan ...’ın 229 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 10, 14 ve 15 numaralı bağımsız bölümleri davalı oğlu ...’a; 1, 13, 19 ve 20 numaralı bağımsız bölümleri davalı kızı ...’a mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini, ayrıca devirlerin mirasbırakanın hileli ve hataya düşürücü hareketlerle kandırılması sonucu bedelsiz olarak gerçekleştiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tescilini istemiş, ıslah dilekçesiyle davalı ...’e devredilen taşınmazın sehven 1 numaralı bağımsız bölüm olarak yazıldığını belirterek, gerçekte 11 numaralı bağımsız bölümü dava ettiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın davaya konu taşınmazda inşaat yapmak istediğini, ancak maddi gücü bulunmadığından davalı ...’nin yapılacak dükkanlardan birini ipotek ettirerek 2006-2008 yılları arası 30.000 TL kredi kullandığını, mirasbırakanın dava konusu olmayan daireleri de binayı tamamlayabilmek için 3. kişilere sattığını, inşaat nedeniyle mirasbırakanın yüklü miktarda vergi borcu olduğunu bu borçların 2010-2011 yıllarında yapılandırmak suretiyle 30.000,00 TL’sini davalı ..., 20.940,00 TL’sini ise davalı ...’ün ödeyerek 30/04/2014 tarihinde bitirdiğini, halen de mirasbırakanın 19.000 TL tutarında başka bir vergi borcunun bulunduğunu, mirasbırakanın satmak zorunda olduğu taşınmazları bu nedenlerle çocuklarına satmasının doğal olduğunu, davalıların alım gücünün bulunduğunu, mirasbırakana kendilerinin bakıp ilgilendiklerini, mirasbırakanın çok sayıda temlik dışı taşınmazının bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2015/46 E., 2020/135 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın Gümüşhane ili Şirvan ilçesinde çok sayıda temlik dışı taşınmazının bulunduğu, ayrıca vergi borçlarının olduğu, taşınmazı satmaya ihtiyacı olduğu, tanık anlatımlarına göre vergi borcunu davalıların ödediği, davalı ...'ün annesine ölünceye kadar baktığı, davalıların esnaf oldukları ve alım güçlerinin bulunduğu, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın delili olarak kabul edilemeyeceği, mal kaçırma amacının kanıtlanamadığı, hile iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hayat gerçeklerine aykırı olduğunu, mirasbırakanın gayrimenkullerini para karşılığında satacak kadar maddi durumunun bozulmadığını, vergi ve diğer borçlarını miras yoluyla davalılara elden bıraktığı nakit paralar ile ödediğini, her iki davalının mirasbırakanın çok değerli taşınmazlarını elinden aldıklarını, davalıların kendi kazançlarından ödedikleri bir borcun bulunmadığını, davacının Antalya’da ikamet etmesini fırsat bildiklerini, temlik dışı taşınmazların değersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/40/2021 tarihli ve 2021/511 E. 2021/604 K. sayılı kararıyla; iddianın ileri sürülüş biçiminden hata ve hile hukuksal nedenlerine dayanıldığı, davalıların hileli ve hataya düşürücü işlemleri ile mirasbırakanın iradesinin fesada uğradığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 10/11/2021 tarih ve 2021/1869 E., 2021/6671 K. sayılı ilamıyla; “Somut olayda, hatalı ve hileli hareketler sonucu mirasbırakanın iradesinin fesada uğradığının ispatlanamadığı kabul edilerek hata ve hile iddiaları yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ancak, davada muris muvazaası hukuksal nedenine de dayanılmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince bu yönde bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir … Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca muris muvazaası iddiası yönünden istinaf nedenleri de nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 14/03/2022 tarihli ve 2022/71 E. 2022/357 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın vergi borçlarının davalılar tarafından ödendiği, davalıların mirasbırakan ve eşiyle ilgilendikleri, taşınmazları satın alabilecek ekonomik durumlarının olduğu, anılan nedenlerle taşınmazların davalılara rayiç değerinin altında satıldığı, bedeldeki farkın tek başına muvazaa olarak kabul edilemeyeceği, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazlarının da bulunduğu, temlikin mal kaçırma amacıyla gerçekleştirildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın müteahhitlik yaptığını, gayrimenkul satacak kadar maddi sıkıntısının bulunmadığını, vergi ve diğer borçlarını miras yoluyla davalılara elden bıraktığı nakit paraları ile ödediğini, dinlenen tanıkların da mirasbırakanın maddi sıkıntısının bulunmadığı ve davalıların alım gücünün olmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, borçların büyük bir kısmının sağlığında mirasbırakan tarafından, diğer kısımlarının davalılara bırakılan nakit paralarla ödendiğini, davalıların davacının Antalya’da ikamet etmesini fırsat bildiklerini, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazlarının köyde bulunup davaya konu taşınmazlar yanında maddi değer taşımadığını, davaya konu taşınmazların da satış bedellerinin çok düşük olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hata, hile ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (V/6.2.) no.lu paragraflarında açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (V/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla yatırılan 59,30-TL harcın yatırana iadesine, 19/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.