Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2701 E. 2022/5757 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından intifa hakkının kullandırılmaması sebebiyle davacının bağıştan rücu hakkını kullanarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adına tescilini talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, bağıştan rücu hakkını kullanmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süreyi geçirmiş olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ÖDEMİŞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 286, 299 parseller ile 379 ada 459 parsel sayılı taşınmazlarını intifa hakkını üzerinde bırakarak oğlu olan davalıya 17.07.2014 tarihinde bağışladığını, davalı aleyhine Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/278 Esas sayılı dosyası ile bağışlamanın iptali için dava açtığını, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalının, taşınmazları intifa hakkı gereği kullanmasına izin vermediğini, bağıştan rücu hakkının bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/278 Esas sayılı dava dosyası ile bağıştan rücu davası açarak dava konusu olan taşınmazların kendi adına tescilini talep ettiğini, bu davanın yargılaması sonucunda davanın reddine karar verildiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, hak düşürücü sürenin de geçtiğini, annesi olan davacının ihtiyaçlarını karşıladığını, hastalığında hastaneye götürdüğünü, herhangi bir olumsuz tutum ve davranışı veya kötü bir sözünün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının davalıya gönderdiği ihtarname tarihi ile davalıya karşı açtığı el atmanın önlenmesi ve ecirimisil istekli davanın tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların durumları, taşınmazların intifa hakkı ile yükümlü olarak devir olunması, davalının, taşınmazları devamlı kullandırmaması ve halen de bu kullandırmama durumlarının aynen devam etmesi nazara alındığında, ortada kesintiye uğramadan devam eden haksız ve hukuka aykırı intifadan men durumu devam ettiğinden hak düşürücü süre veya zamanaşımından bahsedilemeyeceğini, Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/1167 Esas sayılı Üçeylül Mahallesindeki taşınmazla ilgili men'i müdahale davasının 16.07.2020 tarihinde karara bağlandığını ve men kararı verilerek, taşınmazın davacıya teslimine karar verildiğini, Kazanlı'daki taşınmazlarla ilgili açılan davaya ilişkin ret kararının ise 10.09.2020 tarihinde kesinleştiğini, bu kararlara rağmen davalının intifa hakkını davacıya kullandırmamaya devam ettiği için hak düşürücü sürenin geçmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 297/1. maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek verilen kararın bozulmasını talep etmiş, 17.05.2022 tarihli dilekçesi ile davalıya karşı Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2022/234 Esas sayılı dosyada ecrimisil davası açtıklarını ve anılan dosyada davalının cevap dilekçesinden hak düşürücü sürenin geçmediğinin anlaşıldığını ifade etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağışlamadan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.

3.2.2. Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK'nın 246., TBK'nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (III.) no.lu paragraftaki İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.