"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/258 E., 2018/236 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Sivas ili, Kangal ilçesi, ... köyünde bulunan 102 ada 36 ve 105 ada 23 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit gördüğünü, her iki taşınmazın da davacı ve kardeşlerine miras bırakan babaları İbrahim'den intikal ettiğini, taşınmazların 70-80 yıldır kesintisiz olarak zilyetlik ve tasarrufları altında bulunduğunu , ... köyü Muhtarlığı'nın dava konusu taşınmazlara el attığını, bu nedenle Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/70 Esas ve 2003/25 Karar sayılı kararı ile taşınmazın davacı ve müştereklerine ait tarım arazisi olması nedeniyle davalı köy muhtarlığının el atmasının önlenmesine karar verildiğini, kadastro tespitinden sonra ise davacı ve davacının kardeşi ... tarafından Hazine adına yapılan tespitin iptali istemiyle Kangal Kadastro Hakimliği'ne dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde davanın herhangi bir belgeye dayanmadığı gerekçesiyle red edildiğini, dava konusu taşınmazların belgesiz olmadığını bu taşınmazlara ilişkin tapu kaydı, vergi kaydı ve kesinleşmiş mahkeme kararı olduğunu belirterek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle miras bırakanları İbrahim Şahin mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.02.2014 tarihli ve 2013/22 Esas, 2014/73 Karar sayılı kararı ile; 105 ada 23 parsele açılan davanın kesin hüküm sebebiyle 102 ada 36 parsele açılan davanın ise zilyetliği terk sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.11.2015 tarihli ve 2014/21362 Esas, 2015/13637 Karar sayılı kararıyla; varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, Kadastro Mahkemesinde 23 parsel sayılı taşınmaza açılan davada yalnızca zilyetlik hükümlerine dayanıldığı, eldeki davada ise hem 23 parsel hem de 36 parsel bakımından tapu kaydına dayanıldığı, somut olayda dava sebebinin farklı olması nedeniyle kesin hükümden söz edilemeyeceği açıklanarak davacının tutunduğu tapu kaydının tüm tesis ve tedavülleri ile bulunduğu yerden getirtilerek uygulanması gerektiği, 36 parsel yönünden de zilyetliği terk sebebiyle red kararı verilmiş ise de, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından taşınmazın kadastro tespit tarihi olan 2008'den sonra Hazine adına yazılması sebebiyle sürülüp ekilmediğinin bildirildiği, davacı kadastro öncesi sebebe dayandığına göre, zilyetliği terk ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsamadığı anlaşılırsa, Kadastro Mahkemesinin 2008/136 Esas, 2009/286 Karar sayılı dosyasında fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 9.7.2009 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisi de dikkate alınarak her iki parsel yönünden de kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı hususlarının irdelenmesi, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm delillere göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların ... ve kardeşlerine ait olduğu, babalarından intikal eden eklemeli zilyetliklerinin devam ettiği , 08.04.1940 tarihli tapu kaydının mevki ve hudutları itibariyle davacının iddia ettiği ettiği kısmı kapsadığı, 15.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda dosya içerisinde bulunan 09.07.2009 tarihli fen bilirkişisi raporunda belirtilen kısımlarla dava konusu 103 ada 23 parselle aynı olduğu kanaatine ulaşılmış olsa da kesin hükmün sonuçlarını doğurmayacağı, çünkü bir hükmün diğer davada kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği, dava konusu taşınmazın ziraat bilirkişisi raaporunda kuru tarla vasfında olduğunun belirtildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile Sivas ili Kangal ilçesi ... köyü Karamutlu mevkiinde bulunan 105 ada 23 nolu parselin mevcut tapu kaydının iptali miras bırakan ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline, 102 ada 36-26 nolu parseller içerisinde kalan Fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen kısmın mecut tapu kaydının iptali ile miras bırakan ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, A harfiyle gösterilen kısım çıktıktan sonra kalan kısmın mevcut haliyle bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Sivas ili, Kangal ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 36 parsel sayılı 360.038,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmış ve özel siciline tescil edilmiş, yine aynı yerde bulunan 105 ada 23 parsel sayılı 16.121,96 metrekare yüzölçümlü taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan bahisle ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir.
2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece kesin hüküm açısından yapılan araştırma ve hükme esas alınan fen bilirkişisi raporu yetersiz olduğu gibi; davacının dayanağı olan tapu kaydı, tüm intikalleri ile getirtilip mahallinde usulünce uygulanmamıştır.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için davacı tarafın dayandığı tapu kaydı, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte mahalli Tapu Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Arşiv Daire Başkanlığından istenilmelidir. Dayanılan kaydın kadastro tespiti sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılarak tespit edilmeli, revizyon görmüşse kadastro tespit tutanakları, dava konusu taşınmazlara komşu tüm parsellerin kadastro tespit tutanakları ve uygulanan kayıtlar da getirtilmelidir
Öte yandan, davalı taraf dava konusu taşınmazların kendileri ve mirasbırakanları tarafından kullanıldığını savunduğuna göre zilyetlik araştırmasına esas teşkil etmek üzere çekişmeli taşınmazların tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının tarihleri açıkça yazılmak suretiyle en az üç tanesi Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalıdır.
Bundan sonra, dava konusu taşınmazların bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile teknik bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davacının dayandığı tapu kaydı, tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, gösterilen sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davacının dayandığı tapu kayıdının haritasının bulunması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritası ile zemine uygulanarak kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; yerel bilirkişiler ve tanıklardan çekişme konusu taşınmazların öncesinin mera olup olmadığı, kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin ne zamandan beri hangi süre ile zilyet olduğu hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının tespit tutanağının edinme sebebindeki beyanlar ile çelişmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, davacının dayanak tapu kaydının kapsamını ve kesin hüküm değerlendirmesi bakımından kadastro Mahkemesinde davaya konu olan alanları çakıştırmalı olarak gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, kaydın kısmen ya da tamamen kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan komşu parsellerin toprak yapısı ile de mukayese yapılarak taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü ve zilyetlikle mülk edinebilecek yerlerden olup olmadığını açıklayan, bilimsel verilere dayalı rapor istenmeli; yine taşınmazları dört tarafından gösteren panaromik fotoğrafları çektirilip dosya arasına konulmak suretiyle toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Kangal Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.