Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2709 E. 2024/470 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın terekesindeki bir taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edilmesi üzerine, davacının, taşınmazın miras paylaşımıyla kendisine kaldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, mirasbırakanın tüm mirasçılarını tespit etmeden, terekenin paylaşılıp paylaşılmadığını ve davalı taşınmazın davacıya verilip verilmediğini yeterince araştırmadan, bozma kararının gereklerini yerine getirmeden eksik inceleme ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/117 E., 2021/124 K.

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., mirasçıları..., ..., ..., ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarih, 2016/15380 Esas, 2019/6854 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ... köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro işlemleri sırasında davalı ... adına tescil edildiğini, dava dışı 16 parsel ile birlikte dava konusu parselin bir bütün olduğunu ve davacının eşi olan mirasbırakanı ...’ye davalı ve dava dışı mirasçı ... ile yapılan taksim sonucu isabet ettiğini ileri sürerek 134 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... ...'nin mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, aşamada mirasbırakan ... ...'nin diğer mirasçıları davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu taşınmazın babası olan mirasbırakan ...’den kaldığını, bir bütün halindeki taşınmazın bir bölümüne kardeşi ...’nin 2007 yılında ev yapmak istediğini, ev yapılan taşınmazın 134 ada 16 parsel olduğunu, geri kalan ve dava konusu olan 134 ada 15 parsel sayılı taşınmazın da kendisi ve diğer kardeşi ...’e kaldığını, 2009 yılında kadastro tespit çalışmaları sırasında kardeşi ...'un 16 parselin adına tespit edilmesini, kalan kısmı da diğer kardeşleri ...'in mirasçıları ile taksim edilmek üzere kendisi adına tespit ettirilmesini istediğini, bu nedenle dava konusu taşınmazın adına tespit edildiğini, kardeşi ...'in mirasçıları talep ettiğinde taşınmazın yarısını karşılıksız ve bedelsiz olarak devredeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.02.2016 tarih, 2014/100 Esas, 2016/34 Karar sayılı kararı ile; tanık ve mahalli bilirkişilerin kardeşler arasında nasıl bir taksim yapıldığını bilmedikleri ancak dava konusu taşınmazın uzun zamandır davacı tarafından kullanıldığını ve evin de davacı tarafından yaptırıldığını, tanık olarak dinlenen ...'in eşi ...'nin de dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu, diğer kardeşlerin ve eşinin burada hakkının olmadığını beyan ettiği, kardeşler arasında taşınmazların uzun yıllardır fiili taksime uygun olarak kullanıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarih, 2016/15380 Esas, 2019/6854 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanı ...'dan kaldığı, kardeşler arasında bu zamana kadar gelen bir kullanım şekli olduğu, bu kullanıma göre davalı ve dava dışı ... 'in köyde kendilerine ait ev ve önünde arsası olan taşınmazlarının bulunduğu, bu şekilde taraflar arasında yapılmış fiili bir taksimin olduğu, çekişme konusu taşınmazın ise yapılan taksim sonucunda davacının eşi olan ...'a isabet ettiği gerekçesi ile davanın kabul edildiği ancak Mahkemece bu hususun yeterince açıklığa kavuşturulmadığı, beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden yerel bilirkişi ve bir kısım davacı taraf tanıklarının taksim olgusuna ilişkin soyut nitelikteki beyanları ile yetinilerek hüküm kurulduğu gerekçesi ile karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın tarafların mirasbırakanı ...'den intikal ettiği ve tapu kayıtları, kadastro tespit tutanağı, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarından, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan evde şu anda davacının oturduğu, davalının evinin bulunduğu dava dışı taşınmazın da davalıya mirasbırakan ...'dan kaldığı, dava konusu taşınmazın davacının eşi ...'a ait olarak bilindiği, taşınmazın üzerine yaklaşık 15 sene önce ev yapıldığı, davalının ve dava dışı ...'in de kendilerine ait taşınmazlara ev yaptıklarını, evlerinin yanında da bahçe gibi kullandıkları yerlere sahip olduklarının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E.Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 134 ada 15 ve dava dışı 16 parsel sayılı taşınmazların öncesinde bir bütün olarak mirasbırakan ...’ye ait olduğunu, taşınmazın mirasbırakanın ölümünden sonra davacının eşi ..., davalı ve dava dışı ...’e kaldığını, davacının iddiasını kanıtlayamadığını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, taksimin davacının ileri sürdüğü şekilde yapılmadığını belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 15 parsel sayılı taşınmazın “ahşap samanlık ile arsası” vasıflı ve 612,77 m2 yüz ölçümlü olarak senetsizden intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle davalı adına tespit edildiği; bitişikte yer alan dava dışı 134 ada 16 parsel sayılı taşınmazın “kargir ev, ahır, arsası” vasıflı ve 299 m2 yüz ölçümlü olarak senetsizden intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle davacının eşi olan ... ... adına tespit edildiği, tespitlerin 14.08.2009 tarihinde kesinleştiği; diğer taraftan, dosyadaki nüfus kayıtlarına göre mirasbırakan ...’nin 27.03.1980 tarihinde öldüğü, geride 1945 yılında ölen eşi ...’den olan çocukları ..., ..., ... ve ... ile 1964 yılında ölen eşi ...’den olan çocukları ... ve davalı ...’ın mirasçı olarak kaldığı, ...’un davacının eşi olduğu ve 2012 yılında öldüğü, davacı dışındaki ... ...’nin diğer mirasçılarının davaya muvafakat ettiklerini bildirdikleri anlaşılmaktadır.

2 Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.

4. Şöyle ki; eldeki davada uyuşmazlık, mirasbırakan ... öldükten sonra terekesinin taksim edilip edilmediği ve davalı taşınmazın davacıların mirasbırakanına verilip verilmediği noktasındadır. Mahkemece mirasbırakan ... ...’nin terekesinin paylaşıma konu olup olmadığı yöntemince araştırılmamış, taraflarca bildirilen tüm tanıklar dinlenmeden karar verilmiş, ayrıca mirasbırakan ... ...’nin davacının mirasbırakanı ..., davalı ... ve dava dışı ... dışında da mirasçısı olduğu nüfus kayıtlarından anlaşılmasına rağmen anılan mirasçılar tespit edilmemiş ve taksime dahil olup olmadıkları da saptanmamıştır.

5. Hal böyle olunca, öncelikle mirasbırakan ... ’nin tüm mirasçılarının saptanması, mirasbırakandan intikal eden ve mirasçılar adına tespit edilen taşınmazların bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunduğu takdirde bu taşınmazlara ait tutanak ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının dosyaya getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraflarca bildirilen tüm tanıkların huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından mirasbırakan ... ...’den intikal eden taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği ve edilmiş ise taksimin ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların taksime konu olup olmadığı, taksim varsa kime düştüğü, taksimde her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, taksimden sonra taşınmazları kimin kullandığının maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, taksime dair beyanların, dosyaya getirtilecek olan mirasbırakana ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmesi; mirasbırakanın ölüm tarihinden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemince taksim yapılıp yapılmadığının açıkça saptanması, tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir taksim bulunmadığı takdirde ise dava konusu taşınmazın davalı ... adına tespit edildiği ve davacının mirasbırakanı ...’un ... ...’den gelen miras payı bulunduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek hâlinde yatırılan temyiz peşin harcının temyiz edene iadesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

18.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.