"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/40 E., 2021/1058 K.
DAVA TARİHİ : 21.05.2013
HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.12.2017 tarihli, 2015/18331 Esas, 2017/8724 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ... vekili hudutları dava dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, oysa taşınmazın müvekkilleri tarafından nizasız ve fasılasız şekilde 20 yıldan fazla süredir zilyet edildiğini ileri sürerek müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava konusu taşınmazdaki zilyetliğini kanıtlamak zorunda olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili 14.04.2021 tarihli dilekçeyle; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığını belirterek davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.
3. Bozma sonrası dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmaz bölümüne komşu parsellerde kamulaştırma yapıldığını, fiilen yol olan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.06.2015 tarihli, 2013/66 Esas, 2015/207 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacılara babalarından kaldığı, bu bölümde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, aynı raporda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerde ise kullanım bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi Nihat Işık'ın 01.06.2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 16.445,11 metrekarelik taşınmaz bölümünün eşit paylarla davacılar ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.12.2017 tarihli, 2015/18331 Esas, 2017/8724 Karar sayılı kararıyla; davanın, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, nizalı taşınmaz bölümlerinin doğusunda karayolu bulunduğu halde davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne de yöneltilmesi gerekirken davaya dahil edilmeden işin esasına girilerek uyuşmazlık hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğu, öte yandan nizalı taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumunun belirlenmesi hususunda tek ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen rapora itibar edildiği, yapılan araştırmada hava fotoğraflarından da yararlanılmadığı belirtilerek Mahkemece öncelikle Karayolları Genel Müdürlüğüne duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ ettirilerek davaya dahil edilmesi için süre ve imkan tanınması, bundan sonra dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulması, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak nizalı taşınmaz bölümlerinin niteliği, kullanım durumunun ne olduğu, davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gereğine değinilerek bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 15.12.2021 tarihli, 2018/40 Esas, 2021/1058 Karar sayılı kararıyla; teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün babalarından davacılara kaldığı, taşınmazdaki imar-ihya faaliyetinin 1984 yılında başlayıp 1990 yılında tamamlandığı, dosya kapsamına göre taşınmazda davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, aynı raporda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinde ise imar-ihya çalışması yapılmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi Abdurrahim Anyığ'ın 26.08.2021 tarihli raporunda ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 16.445,22 metrekarelik taşınmaz bölümünün eşit paylarla davacılar ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hava fotoğraflarının incelendiği bilirkişi raporlarında çelişki olmasına rağmen Mahkemece çelişkinin giderilmediğini, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescili istemine yönelik talepleri ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir hüküm de kurulmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmaz bölümlerinin sınırında Batman-Gercüş Karayolunun bulunduğunu, nizalı taşınmazın bir kısmının da kamulaştırma koridorunda kaldığını, Mahkemece kamulaştırma işlemine ilişkin evrak dosya arasına alındıktan sonra yöntemince uygulanmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 713/6 ncı maddeleri; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. 1986 yılında Batman ili, Kozluk ilçesi, Taşlıdere köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz 766 sayılı Yasa’nın 2 nci maddesi gereğince tescil harici bırakılmıştır.
2. Mahkemece, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, aynı raporda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinde ise oluşmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava; TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece bozma öncesi ve sonrası taşınmaz başında yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları nizalı taşınmaz bölümlerinin davacılara babalarından kaldığını, taşınmazların 30-40 yıldır arpa, buğday ekilerek kullanıldığını, içinde bulunan petrol lokasyonunun 1981 yılından önce de var olduğunu beyan etmişler ancak Mahkemece yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümlerinin evveli itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihya faaliyetinin ne şekilde yapıldığı, ne zaman başlayıp ne zaman bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmamış, teknik bilirkişiden nizalı taşınmaz bölümlerini en yakın kadastro parseli ile bir arada gösterir şekilde krokili rapor alınmadığı için nizalı taşınmaz bölümlerinin sınırlarında mera, yaylak, kışlak gibi kamu orta malı niteliğinde taşınmazlar bulunup bulunmadığı anlaşılamamış, nizalı taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, yine taşınmazların sınırında Batman-Gercüş Karayolunun bulunduğu anlaşılmasına rağmen taşınmazlarda kamulaştırma yapılıp yapılmadığı araştırılarak, kamulaştırma işlemine ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosya arasına getirtilip taşınmazların kamulaştırma planı kapsamında kalan bölümlerinin bulunup bulunmadığı belirlenmemiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu örneği yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle nizalı taşınmaz bölümlerini sınırlarında bulunan taşınmazlarla bir arada gösterir kroki dosya arasına alınmalı, nizalı taşınmaz bölümlerinin sınırlarında bulunan kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilmeli, taşınmazların kadastro tespitleri kesinleşmişse tedavüllü tapu kayıtları getirtilip dosya arasına alınmalı, nizalı taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyorsa ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı ve imar planının onaylanma tarihinin ne olduğu Batman Belediye Başkanlığından sorulara alınacak cevap ile tüm plan ve haritalar dosya arasına alınmalı, yine nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, kamulaştırma işlemine ilişkin tüm evrak ve kamulaştırma haritası bulunduğu yerden getirtilmeli, taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak dava tarihinden, taşınmazların dava tarihinden önce onaylanıp kesinleşen imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazların evveli itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihya faaliyetinin ne şekilde yapıldığı, ne zaman başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, nizalı taşınmazların sınırlarında bulunan komşu taşınmazların varsa dayanağı kayıtlarının nizalı taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden kamulaştırma haritası ile kadastro paftası çakıştırılmış şekilde keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazların önceki ve mevcut niteliğini, zirai durumunu, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki bilirkişi raporlarını irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazların hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; davacılar ve mirasbırakanın adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit ve tescil edilen taşınmaz miktarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki sınırı aşıp aşmadığı gözetilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, davalı Hazine vekili tarafından 14.04.2021 tarihli dilekçeyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/6 ncı maddesi uyarınca tescil talebinde bulunulduğu halde Mahkemece bu talep yönüyle olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması ve davacılar adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümünün hangi vasıfla tapuya tesciline karar verildiğinin hüküm yerinde gösterilmemiş olması da doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz edenler harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.