"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/12/2020 tarihli 2019/255 Esas 2020/243 Karar sayılı Ek Kararın onanmasına ilişkin 08/11/2021 tarihli 2021/2442 Esas-2021/6581 Karar sayılı kararın düzeltilmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel istemine ilişkindir.
Dava, 28/04/2017 tarihinde açılmış; ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli 2017/192 Esas 2017/364 Karar sayılı kararı ile davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiş; bu kararın istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 22/05/2018 tarihli 2018/616 Esas 2018/985 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun harç yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmuş; anılan kararın temyizi üzerine Dairece, çekişme konusu taşınmazların dava tarihi itibarıyla keşfen değerlerinin tespit edilmesi, harç ve yargılama giderlerinin Harçlar Kanunu'nun 22. ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddeleri gözetilerek belirlenecek miktar üzerinden hüküm altına alınması ve usulüne uygun bir müdahale olmadığından müdahil olmak isteyenleri kapsamayacak şekilde sadece davayı açan Meryem ve Rabiya yönünden hüküm kurulması gereğine işaret edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/11/2020 tarihli ve 2019/255 Esas 2020/243 Karar sayılı kararı ile kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak HMK’nın 305/A maddesine göre hükmün tashihi talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince 17/12/2020 tarihli Ek Karar ile davalı vekilinin HMK’nın 305/A maddesine göre yapmış olduğu talebin reddine karar verilmiş; anılan Ek Kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine İlk Derece Mahkemesince, söz konusu Ek Karara ilişkin olarak istinaf kanun yolu bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin Ek Karara karşı yaptığı istinaf başvurusunun reddine bu kez 09/02/2021 tarihli Ek Karar ile karar verilmiş; 09/02/2021 tarihli Ek Kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, eldeki davada daha önce İlk Derece Mahkemesi kararının temyizen bozulduğu, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak karar verildiği için Ek Karar bakımında da temyiz yoluna başvurulabileceği gerekçesiyle dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş, dosyanın Daireye gönderilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Yargıtay denetiminden geçmiş dava dosyalarından verilecek her türlü karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinden kanun yolunun bulunmadığı gerekçesini içeren İlk Derece Mahkemesinin 09.02.2021 tarihli Ek Kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan 17.12.2020 tarihli Ek Kararın onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 17/12/2020 tarihli Ek Kararının onanmasına ilişkin Daire kararına karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bilindiği üzere; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan (HUMK) farklı olarak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK) istinaf sisteminin yer aldığı olağan kanun yolu sisteminde, karar düzeltme müessesesine yer verilmemiştir.
Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemelerinin denetiminden geçen kararlara karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna göre, bu kararların yeniden incelenmesi mümkün değildir.
Somut olayda; eldeki dava, ilk karar tarihi itibarıyla istinaf yasa yoluna tabi olup, istinaf sisteminin yer aldığı olağan kanun yolu sisteminde karar düzeltme müessesesine yer verilmediğine, bir başka ifade ile eldeki davada asıl karar bakımından karar düzeltme yasa yolu bulunmadığına göre, asıl kararın ferilerine ilişkin olarak verilen ek karar bakımından da karar düzeltme yolu bulunmamaktadır.
Her ne kadar; 17/02/2020 tarihli Ek Kararın onanmasına ilişkin Daire ilamında, karar düzeltme yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de, bunun maddi hataya dayalı olduğu açık olup, maddi hatanın söz konusu olduğu durumlarda taraflar açısından usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davalı vekilinin 02/02/2022 tarihli karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.