"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/6 E., 2021/452 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; davalılardan ... ile kardeş olduklarını, dava konusu ... köyü 112 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit çalışmaları öncesinde tarafların ortak mirasbırakanları ...'a ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalılardan ... adına tespit gördüğünü, kadastro çalışmaları sonrasında itiraz süresi içinde davacılar tarafından Kocaali Kadastro Mahkemesinin 2008/66 E- 2010/15 K sayılı dosyası ile itiraz edildiğini, ancak mirasbırakanları ... davanın açıldığı tarihte sağ olduğundan davanın reddedildiğini ve kararın 24.05.2010 tarihinde kesinleştiğini, davalı ...'ın dava konusu taşınmazı 04.01.2013 tarihinde eşinin teyzesinin oğlu olan diğer davalı ...'e devrettiğini, davalılar arasında yapılan işlemlerin kötüniyetli ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın gerçek değerinin tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL'nin devir tarihi olan 04.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada 19.06.2014 tarihli dilekçe ile taleplerini 57.627,62 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalı ...; dava konusu taşınmazı 1989 yılından bu yana kendisinin kullandığını, bu nedenle yapılan kadastro çalışmaları sırasında adına tespit ve tescil edildiğini, 04.01.2013 tarihinde de diğer davalı ...'a sattığını, ayrıca Kocaali Kadastro Mahkemesinin 2008/66 E. 2010/15 K. sayılı kararının kesin hüküm teşkil ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ...; dava konusu taşınmazı 04.01.2013 tarihinde diğer davalı ...'den satın aldığını, karşılığında 50.000,00 TL bedelli çek ve 25.000,00 TL elden para verdiğini, davalı ...'in kendisine olan 25.000 TL borcunu ise taşınmazın satışı karşılığında düştüğünü, taşınmazı satın aldığı tarihten bu yana kendisinin kullandığını, davacıların iddia ettiği gibi kötü niyetin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.03.2016 tarihli ve 2013/204 E. - 2016/261 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın mirasbırakandan intikal eden taşınmaz olduğu, davalılar arasında dava konusu taşınmazın satışına dair yapılan işlemin davacıların taşınmazdan hak almalarını engellemeye yönelik olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarih ve 2016/9296 E- 2019/3649 K sayılı kararıyla; eksik araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı tarafça mirasbırakanın terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan davalı ...'e karşı hak iddia edilebilmesi için davacının çekişmeli taşınmazda payı bulunduğunun ispatı yanında, son kayıt maliki olan bu davalının ediniminde kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02.12.2021 tarihli ve 2020/6 E- 2021/452 K sayılı kararı ile; bozma ilamı doğrultusunda mahalinde yeniden keşif yapıldığı, mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının tekrar dinlendiği, dinlenenlerin beyanlarına göre dava konusu taşınmazın davalılardan ...'e mirasbırakan ...'dan kaldığı, ... tarafından da ...'a satış yapıldığı, mahalli bilirkişi ve tanıklarca dava konusu taşınmazın ... tarafından ...'a satış yapıldığının bilindiği ve taşınmazı kullanırken görüldüğü, incelenen tapu kayıtlarından mirasbırakanın diğer erkek çocuklarına da taşınmazlar bıraktığı, dolayısıyla çocuklar arasında geçerli bir miras taksiminin bulunduğu, dava konusu taşınmazın satışının mirasçılardan mal kaçırma kastı olmadan usulüne uygun taksim sonucu mirasbırakandan kalan taşınmazın satışıyla ilgili olduğu, davacıların iddialarının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...’ın dosya kapsamına sunmuş olduğu 07.01.1985 tarihli hibe senedi isimli belgenin dava konusu taşınmaza ilişkin olmadığının tartışma dışı bir gerçek olup Yerel Mahkemece de bu hususun ortaya konduğu, dava konusu taşınmazın müvekkili davacıların mirasbırakanından intikal eden bir taşınmaz olduğunu, davalılar arasında dava konusu taşınmazın satışına ilişkin yapılan işlemin tamamen müvekkili davacılardan mal kaçırmak ve taşınmazdan hak almalarını engellemek amacıyla yapılmış olduğunu, davalılardan ...'in iyi niyetli muktesip olmadığının tüm tanıklarca da ortaya konduğunu, tanıkların neredeyse tamamının, tapuda satış olarak görünen tarihten sonra dahi taşınmazın davalı ... tarafından kullanıldığını ifade ettiklerini, davalı ...'ın diğer davalı ...'in eşinin kuzeni olup salt müvekkili davacıların haklarının haleldar olması için tapuda satış işlemi gibi gösterdiklerini, bedeller arasında fahiş fark bulunduğunu, yine dosya kapsamında toplanan tüm delillerden Yerel Mahkeme gerekçesinin aksine mirasçılar arasında usulünce bir miras taksimi yapılmadığının da ortada olduğunu, bu hususun aksini ortaya koyan tek bir delilin dahi bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701 inci, 702 nci ve 713/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; ... köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 7 parsel sayılı 21.072,34 m2 miktarlı, fındık bahçesi vasıflı taşınmazın satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 12.03.2008 tarihinde davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra 02.01.2013 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...'e devredildiği, davacıların çekişmeli taşınmazın mirasbırakanları ...'dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek payları oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemli olarak eldeki temyize konu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. 12.03.2008 tarihli kadastro tutanağına göre tapusuz taşınmazın mirasbırakan ... tarafından oğlu davalı ...'e 10.04.2004 tarihli satış senedi ile haricen ve rızaen satılarak zilyetliğinin devredildiği, daha sonra taşınmazın 02.01.2013 tarihinde satış yolu ile mirasbırakanın terekesine göre üçüncü kişi konumunda bulunan diğer davalı ...'a temlik edildiği, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunan davalı ... aleyhine davacıların payları oranında tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacakları, bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle verilen kararın doğru olduğu gözetilerek temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...